FRAMEWORK ne Demek Turkce - Turkce Çeviri

• çerçeve
• framework
• iskeleti
• mevzuatını
• çerçevesi
• frameworku
• frameworkun
• çerçevesini
• çerçeveyi
• frameworka
• iskeletini
• mevzuatı
• iskelet

Framework Ingilizce kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri

He built the Framework.
Frameworku o inşa etti.

The Framework is all Agnes has left.
Agnesdan geriye kalanlar Frameworkun içinde.

Aida's shutting down the framework.
Aida Frameworku kapatıyor.

I have seen the Framework in action before.
Frameworku daha önce gördüm.

You put yourself into the framework.
Kendini Frameworka bağladın.

I have seen the Framework in action before.
Frameworku daha önce de gördüm.

The Framework was to be a paradise, a-a pleasant forever-after.
Frameworkun cennet olması gerekiyordu.

It's the mountain ash wood framework of the cells.
Hücrelerin iskeleti üvez ağacından yapılma.

It also uses virtual file system and GNOME printing framework.
Sanal dosya sistemi ve GNOME yazdırma çerçevesini kullanır.

What else can alter the framework of the world around us?
Etrafımızdaki dünyanın çerçevesini ne değiştirebilir?

Of the world around us? What else can alter the framework.
Etrafımızdaki dünyanın çerçevesini ne değiştirebilir?

Rewrite to use QGraphicsView framework. Current maintainer.
QGraphicsView çerçevesini kullanmak için yeniden yazım. Güncel bakımcı.

The Framework was to be a paradise, a-a pleasant forever-after.
Frameworkun cennet olması gerekiyordu.- Sonraki yaşam için hoş bir yer.

Because the greatest threat to the Framework, Doctor… is you.
Çünkü Frameworka karşı en büyük tehdit Doktor sizsiniz.

The framework of the isolation chamber is the second-highest concentration of tungsten in G.
Yalıtım odasının iskeleti GDdeki en yüksek ikinci volfram yoğunluğu.

And she's thriving. I have a subject in the Framework right now.
Frameworkun içinde şu an bir deneğim var… ve sağlam biri.

The framework of the isolation chamber is the second highest concentration of tungsten in GD.
Yalıtım odasının iskeleti GDdeki en yüksek ikinci volfram yoğunluğu.

Overall, Derala calls the framework an excellent beginning.
Genel anlamda, Derala çerçeveyi mükemmel bir başlangıç olarak nitelendiriyor.

I need you walking around, able to continue protecting the framework.
Frameworku korumaya devam edebilmek için etrafta olmana ihtiyacım var.

Able to continue protecting the framework. I need you walking around.
Frameworku korumaya devam edebilmek için etrafta olmana ihtiyacım var.

You even asked me to repair one regret for each person entering the framework.
Frameworka giren her insanın bir pişmanlığını düzeltmemi bile istediniz.

The Framework reality could be… If Radcliffe is using this much processing power.
Radcliffe bu kadar işlemci gücü kullanıyorsa… Frameworkun gerçekliği… Aman Tanrım.

If Radcliffe is using this much processing power,- the Framework reality could be.
Radcliffe bu kadar işlemci gücü kullanıyorsa Frameworkun gerçekliği.

I was programmed to protect the framework but also to preserve your life above all others.
Frameworku korumak için programlandım ama ayrıca sizin hayatınızı her şeyin önünde tutmam gerekiyor.

We expect to further deepen and institutionalise this framework in the future.
Bu çerçeveyi gelecekte daha da derinleştirmek ve kurumsallaştırmak istiyoruz.

By late September 2008, the steel framework of the structure was taking shape.
Eylül 2008in sonlarına doğru, yapının çelik iskeleti şekli ortaya çıkartmaya başlamıştı.

In the big picture, architecture is the art and science of creating the framework of our lives.
Büyük resimde mimari, hayatlarımızın iskeletini oluşturan sanat ve bilimdir.

Is the second highest concentration of tungsten in gd.- The framework of the isolation chamber.
Yalıtım odasının iskeleti GDdeki en yüksek ikinci volfram yoğunluğu.

In this period, by-laws will be prepared to wrap-up the legal and regulatory framework.
Bu dönemde, yasal ve idari çerçeveyi tamamlamak için kanun hükmünde kararnameler hazırlanacak.

Is the second highest concentration of tungsten in gd.- The framework of the isolation chamber.
En yüksek ikinci volfram yoğunluğu. Yalıtım odasının iskeleti GDdeki.