GREATER PROBLEM ne Demek Turkce - Turkce Çeviri

• büyük sorun
• büyük bir problem
• büyük bir problem var

Greater problem Ingilizce kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri

But there's a greater problem.
Ama daha büyük bir sorun var.

Some greater problem… needed to be identified and solved.
Daha büyük bir problem tanımlanmalı ve icabına bakılmalıydı.

Millions would die, but there's a greater problem.
Ama bundan daha büyük bir problem var.

And solved. Some greater problem needed to be identified.
Ve icabına bakılmalıydı. Daha büyük bir problem tanımlanmalı.

But you… You present a far greater problem.
Ama siz daha da büyük bir sorun yaratıyorsunuz.

That his greater problem in the dull green waters of the River Tannes. Little did the Comte suspect would arrive one quiet afternoon.
Koyu yeşil sularında… vaktinde Tannes nehrinin Bu büyük sorun, Comteu bir öğle.

You present a far greater problem. But you.
Ama siz… daha da büyük bir sorun yaratıyorsunuz.

Millions would die immediately, but there's a far greater problem.
Bi anda milyonları öldürür… Ama bundan daha büyük bir problem var.

That his greater problem in the dull green waters of the River Tannes. Little did the Comte suspect would arrive one quiet afternoon.
Buldu… Tannes nehrinin vaktinde koyu yeşil sularında… Bu büyük sorun, Comteu bir öğle.

Millions would die, but there's a greater problem.
Ama bundan daha büyük bir problem var. Bi anda milyonları öldürür.

That his greater problem in the dull green waters of the River Tannes. Little did the Comte suspect would arrive one quiet afternoon!
Tannes nehrinin buldu… vaktinde koyu yeşil sularında… Bu büyük sorun, Comteu bir öğle Sen osun!

Millions would die, but there's a greater problem.
Bi anda milyonları öldürür… Ama bundan daha büyük bir problem var.

Little did the comte suspect that his greater problem… would arrive one quiet afternoon… in the dull green waters of the river Tannes.
Kontun şüphelenmediği en büyük sorun ise Tannes nehrinin durgun yeşil sularında sakin bir öğleden sonra geliyordu.

Needed to be identified and solved. Some greater problem.
Daha büyük bir problem tanımlanmalı… ve icabına bakılmalıydı.

That his greater problem in the dull green waters of the River Tannes. Little did the Comte suspect would arrive one quiet afternoon.
Sakin bir öğleden sonra geliyordu. Kontun şüphelenmediği en büyük sorun ise… Tannes nehrinin durgun yeşil sularında.

Needed to be identified and solved. Some greater problem.
Ve icabına bakılmalıydı. Daha büyük bir problem tanımlanmalı.

Seljuk attacks==In the 1060s, Bagrat faced with an even greater problem: the Seljuks under Alp Arslan started to penetrate the frontier regions of Georgia.
Selçuklu saldırıları==1060larda, Bagrat daha büyük bir sorun ile karşılaştı: Alp Arslan yönetiminde Selçuklular Gürcistanın sınır bölgelerine saldırmaya başlamışlardı.

I felt that euthanizing her Would create far greater problems.
Onu öldürmenin çok daha büyük sorunlara yol açacağını hissettim.

The much greater problem is the case of Dicle, he says, which had already sent tensions soaring even before the courts refused to release the five imprisoned BDP deputies.
Asıl büyük sorunun, mahkemelerin hapisteki beş BDPli milletvekilini serbest bırakmayı reddetmesinden önce bile gerginliği tırmandıran Dicle vakası olduğunu söylüyor.

I felt that euthanizing her Would create far greater problems.
Ben büyük problemler yaratarak onun kendini umutsuzca öldürdüğünü düşünüyorum.

In the dull green waters of the River Tannes. Little did the Comte suspect that his greater problem would arrive one quiet afternoon.
Koyu yeşil sularında… vaktinde Tannes nehrinin Bu büyük sorun, Comteu bir öğle.

In the dull green waters of the River Tannes. Little did the Comte suspect that his greater problem would arrive one quiet afternoon.
Buldu… Tannes nehrinin vaktinde koyu yeşil sularında… Bu büyük sorun, Comteu bir öğle.

In the dull green waters of the River Tannes. Little did the Comte suspect that his greater problem would arrive one quiet afternoon!
Tannes nehrinin buldu… vaktinde koyu yeşil sularında… Bu büyük sorun, Comteu bir öğle Sen osun!

In the dull green waters of the River Tannes. Little did the Comte suspect that his greater problem would arrive one quiet afternoon.
Sakin bir öğleden sonra geliyordu. Kontun şüphelenmediği en büyük sorun ise… Tannes nehrinin durgun yeşil sularında.

And solved. in the dull green waters of the River Tannes. Little did the Comte suspect that his greater problem would arrive one quiet afternoon.
Kontun şüphelenmediği en büyük sorun ise… Tannes nehrinin durgun yeşil sularında… sakin bir öğleden sonra geliyordu.

Great problem that we face in signal processing.
Sinyal işlemede karşılaştığımız büyük sorun.

Yes, it is not really a great problem,?
Evet. Büyük bir problem değil, öyle değil mi?

The great problem for reform or transformation is the tyranny of common sense.
Reform ya da değişimle ilgili en büyük sorun sağduyunun koşulsuz kabulüdür.

The film is expected to boldly take up the greatest problem of this country.
Ülkemizin bu en büyük sorununu konu edinen film cesur bir anlatımla seyirci karşısında olacak.

Great, problem solved.
Harika, sorun çözüldü.