IMPROVING ne Demek Turkce - Turkce Çeviri

• iyileştirilmesi
• geliştirmek
• geliştirilmesi
• artırma
• ilerletme
• düzeliyor
• artırılması
• gelişiyor
• düzelme
• daha

Improving Ingilizce kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri

Pressure improving.
Basıncı düzeliyor.

BP improving, 120/70.
Kan basıncı düzeliyor, 120/70.

Pressure's improving.
Basınç düzeliyor.

Improving energy efficiency is another challenge.
Enerji verimliliğinin artırılması ise bir diğer sorun.

Matthew's improving.
Matthew düzeliyor.

Matthew's improving. Something you want to tell me?
Matthew düzeliyor.- Bir şey mi söylemeye çalışıyorsun?

The weather's improving.
Havalar düzeliyor.

Improving gait and postural therapy in Parkinson's patients.
Yürüyüş ve postural tedavi Geliştirilmesi Parkinson hastalarında.

Vitals improving.
Hayati durum gelişiyor.

Hey, your Horse's Stance is improving.
Oldu. Hey, At Duruşun gelişiyor.

Improving the living conditions of the proletarian student body: 500 000 roubles.
Proleter öğrenci yaşam koşullarının iyileştirilmesi: 500 000 rouble.

Cardiorespiratory's improving.
Kardiyorespiratuvar gelişiyor.

Improving the available information: monitoring, quality control and evaluation.
Mevcut bilgilerin iyileştirilmesi: izleme, kalite kontrol ve değerlendirme.

Fever's down. White count's improving.
Akyuvar sayısı düzeliyor. Ateşi düşük.

Chapter 8: Improving the monitoring of problem consumption and multiple drug consumption.
Bölüm 8: Sorunlu ve çoklu uyuşturucu tüketiminin izlenmesinin geliştirilmesi.

I-I think she's… definitely improving. Yes.
Bence o… kesinlikle gelişiyor.- Evet.

Annual conferences are one way of improving neighborly relations in Southeast Europe. Reuters.
Yıllık konferanslar, Güneydoğu Avrupada komşuluk ilişkilerini ilerletme yollarından biri. Reuters.

Geordi. Your visual acuity's improving.
Görsel keskinliğin sürekli gelişiyor Geordi.

The agreement focuses on improving of economic co-operation between the two countries. Tomislav Georgiev.
Anlaşmada iki ülke arasındaki ekonomik işbirliğinin artırılması üzerinde duruluyor. Tomislav Georgiev.

Something you wanna tell me? matthew's improving.
Matthew düzeliyor.- Bir şey mi söylemeye çalışıyorsun?

We're just in the process of improving upon what's already here.
Tam da çoktandır burada olan şeyin geliştirilmesi sürecindeyiz.

No, the real surprise is you're actually improving!
Hayır, asıl şaşırtıcı olan, gerçekten de gelişiyor olman!

When these are done we should think about other ways of improving co-operation and resolving problems.
Bunlar tamamlandığında, işbirliğini ilerletme ve sorunları çözmenin başka yollarını düşünmeliyiz.

The cochlear implant is a miracle, and the technology keeps improving.
Koklear implantasyonu bir mucize. Teknoloji giderek gelişiyor.

In fact, Therra has some very interesting ideas for improving the plant.
Için oldukça ilginç fikirleri var. Aslında, Therranın tesisi geliştirmek.

Her temperature's down to 33 degrees, but her brain pressure isn't improving.
Ateşi 33 dereceye düştü, Ve beyin basıncında bir düzelme yok.

It's China there, moving against better health there, improving there.
Burası Çin. Burada daha iyi bir sağlığa doğru ilerliyor ve burada düzeliyor.

I came top of the class in business studies this week, and my piano is improving.
Piyanom da gelişiyor. Bu hafta İşletme dersinde sınıf birincisi oldum.

Now that it's spring, your health should be improving.
Artık bahar geldiğine göre, sağlığınız da düzeliyor olmalı.

The head of UNMIK says participation in the democratic process is essential for improving security.
UNMIK başkanı, demokratik sürece katılımın güvenliğin artırılması için şart olduğunu söylüyor.