QUALIFY ne Demek Turkce - Turkce Çeviri

• yeterli
• hak
• kalifiye
• nitelendirilir

Qualify Ingilizce kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri

Qualify what?
Ne hak?

Does this qualify me?
Bu beni uzman mı yapar?

Qualify for what?
Ne için yeterli?

First you have to qualify.
Önce kalifiye olmalısın.

And qualify, right?
Ve başarmalısın, tamam mı?

I think this should qualify.
Sanırım bu yeterli olur.

You qualify, you're a bitch!
Sen kalifiye bir fahişesin!

A motorized garrote would qualify.
Bir motorlu boğucu yeterli olur.

Does that qualify as being normal?
Bu normal sayılır mı?

But I doubt if you would qualify.
Ama kalifiye olup olmadığından şüpheliyim.

Maybe I should qualify that, Mr Coot.
Belki haklıyımdır, Bay Coot.

Leave it to me. I mean, if we qualify.
Yani, eğer finale kalırsak. Bana bırak.

Does that qualify as proof, Mr. Callen?
Bu yeterli kanıt mı Bay Callen?

No body art." I wouldn't qualify.
Vücut çalışması olmayacak.'' Kalifiye edemem.

We have to qualify for the Vegas Open.
Açık Turnuva için kalifiye olmalıyız.

With all due respect, Dr. Adler, you hardly qualify.
Saygısızlık, Dr Adler, sen hiç hak.

I mean, if we qualify. Leave it to me.
Yani, eğer finale kalırsak. Bana bırak.

I doubt very much whether you qualify.
Aksi halde sizin yeterliliğinizden şüphe edeceğim.

Does that qualify me to walk on the moon?
Bu beni ayda yürümeye hak sahibi yapar mı?

No, I don't have anything that could qualify as a weapon.
Hayır, silah olarak nitelendirilebilecek bir şeyim yok.

You certainly qualify as a… attractive woman.
Çekici kadın kategorisinde olduğun kesin.

Even if you gave up, didn't you say I barely qualify?
Sen vazgeçsen bile, bana ancak yeterli olursun dememiş miydin?

You certainly qualify as an attractive woman.
Çekici kadın kategorisinde olduğun kesin.

In any case, these units will be for sale for all those who qualify.
Her hâlde bu birimler şartlara uyanlar için satışa çıkartılacak.

We're here to discuss if you qualify to be president.
Cumhurbaşkanı olmaya uygunluğunuzu tartışmak için buradayız.

Plus we might qualify for a housing allowance It's only two weekends a month.
Ayda yalnızca iki haftasonu, artı olarak barındırma için hak kazanabiliriz.

You cosigned for Peter because he couldn't qualify on his own.
Peter için yardımcı imzayı verdiniz çünkü tek başına yeterli olmuyordu.

When we… When we qualify, your world can start to look very different.
Finallere katıldığımızda… dünyanız çok farklı görünmeye başlayabilir. Ne zaman ki biz.

It's only two weekends a month, plus we might qualify for a housing allowance.
Ayda yalnızca iki haftasonu, artı olarak barındırma için hak kazanabiliriz.

And that means that she couldn't qualify as a witness to give testimony in court.
Ve bu yüzden mahkemede ifade vermek için tanık olarak kalifiye olamadı.