WANTING TO DO ne Demek Turkce - Turkce Çeviri

• yapmak istiyorsun
• bir şey yapma isteği
• yapmayı istiyordum
• yapmak istiyordum
• yapmak istiyorlar
• yapmak isterken

Wanting to do Ingilizce kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri

I keep wanting to do that.
Bunu hep yapmak istiyorum.

It's the last thing I remember wanting to do.
Hatırladığım son şey bunu yapmak istediğim.

Me wanting to do my job?
Benden işimi yapmamı mı istiyorsun?

It's crazy. I have been wanting to do this.
Bunu yapmak istiyordum. Çok saçma.

Wanting to do something unpredictable?
Tahmin edilemez bir şey yapmak istiyor musun?

Which I have been wanting to do, so bad.
Ki bunu ben de yapmak istiyordum, çok fena.

I mean… Wanting to do some community service of sorts.
Yani… hem kamu hizmeti yapmak istedik hem de.

It's probably just Michael wanting to do something.
Muhtemelen Michael bir şeyler yapmak istiyordur.

I get wanting to do anything you can for your family.
Ailen için elinden geleni yapmak istiyorsun, anlıyorum.

He must have had a very good reason for wanting to do that.
Bunu yapmak istemesi için sahiden iyi bir sebebi olmalı.

I understand not wanting to do the deal with Camila.
Camilayla anlaşmaya varmak istememeni anlıyorum.

O'Neill, let's say you wake up tomorrow wanting to do sports.
ONeill, diyelim ki yarın uyandın ve spor yapmak istiyorsun.

You have been wanting to do something for me, haven't you?
Benim için bir şey yapmak istiyordun, değil mi?

Didn't ask me, just said something about wanting to do the right thing.
Bana sormadı, sadece doğru olanı yapmak istediğini söyledi.

Called, wanting to do a reality show about your family.
El aradı, ailen hakkında bir realite şov yapmak istiyor.

You have a greater reason for wanting to do that than we do-- Survival.
Sen bizden daha, hayatta yapmak isteyen için daha büyük bir neden var.

Wanting to do sports. O'Neill, let's say you wake up tomorrow.
ONeill, diyelim ki yarın uyandın ve spor yapmak istiyorsun.

Strange, the law wanting to do me that way.
Tuhaf, aynı şekilde kanunda benden bunu yapmamı istiyor.

Wanting to do an interview with Maggie. is a big-city reporter.
Buraya büyük şehirden gelip Maggie ile röportaj yapmak istiyorlar.

Is a big-city reporter wanting to do an interview with Maggie.
Buraya büyük şehirden gelip Maggie ile röportaj yapmak istiyorlar.

Wanting to do the right thing in the right way for the right reasons.
Doğru olanı, doğru şekilde, doğru sebepler için yapmayı istemek.

That's the moment, the sort of pinnacle of the series, where you talk about wanting to do honor to people that have actually had to go through this in their lives.
Bu an, bir şekilde dizinin zirve anı, hayatlarında bunu yaşamış kişileri onurlandırıcı bir şey yapmak istiyorsun.

But wanting to do something and actually doing it are two different things.
Ama bir şeyi yapmak istemek ve gerçekten yapmak aynı şey değil.

Look, I understand wanting to do your bit in this terrible war.
Bak, bu korkunç savaşta payına düşeni yapmak istediğini biliyorum.

This weight, wanting to do right by it, this hidden part of him that you never knew. All this money, this gift.
Bütün o yük, onunla doğru bir şey yapma isteği, senin onun hiç bilmediğin gizli parçası. Bütün o para, o hediye.

Walking the streets, wanting to do something… and nobody paying any attention.
Sokaklarda yürümek, bir şeyler yapmak istemek… ve hiç kimse dikkatini vermedi.

I found myself wanting to do something good. And after years of conducting unpleasant actions against our enemies.
Kendimi, iyi bir şeyler yapmak isterken buldum, yıllarca düşmanlara karşı hoş olmayan eylemleri yönettikten sonra sonra.

Somebody in Germany wanting to do The Cannibals. I was rather shocked to hear from.
Almanyadaki birinin The Cannibalsı yapmak istediğini duyunca çok şaşırdım.

Or even wanting to do something else is.
Ve benim başka bir şey yapmam ya da… başka bir şeyi yapmayı istemem bile.

And I remember wanting to do something better than what's been done..
Yapılmış olandan daha iyisini yapmayı istiyordum. bahsi yükseltmek zorundaydınız ve hatırlıyorum da.