WANTING TO GO ne Demek Turkce - Turkce Çeviri

• gitmek istemediğim
• gitmek istemesi
• gitmek istiyorsun
• gitmek istediğinden
• gitmemiştir ne söyledi seyahate gitmek istemesi

Wanting to go Ingilizce kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri

Wanting to go home?
Evine gitmek istiyorsun.

Anne keeps wanting to go there.
Anne sürekli gitmek istiyor çünkü.

I feel like a terrible person for wanting to go.
Gitmek istedim diye kendimi suçladım.

Yeah.- Wanting to go home?
Evine gitmek istiyorsun.- Evet?

I would have thought there would be way more people wanting to go.
Gitmek isteyen çok daha fazla insan var sanıyordum.

Yeah.- Wanting to go home?
Evet.- Evine gitmek istiyorsun.

It seems the military had strategic reasons for wanting to go to Mars.
Ordunun Marsa gitmek istemesinin… stratejik sebepleri var gibi görünüyor.

Anne keeps wanting to go there.
Ann ısrarla oraya gitmemizi istiyor.

Not wanting to go see that monster, right? Twelve times. You don't think I should feel guilty for?
Kez. O canavarı görmeye gitmek istemediğim için… kendimi suçlu hissetmem gerektiğini düşünmüyorsun değil mi?

Ann keeps on wanting to go there.
Ann ısrarla oraya gitmemizi istiyor.

Like wanting to go on a trip… Like what? I'm not sure, but I doubt she went on a trip. Or maybe.
Bilmiyorum ama muhtemelen seyahate gitmemiştir. Ne söyledi? Seyahate gitmek istemesi gibi ya da.

Wanting to do things, wanting to go places.
Bir şeyler yapmak, bir yerlere gitmek isteyerek.

Like wanting to go to that marriage counseling.
O evlilik danışmanına gitmek istemen gibi.

You were talking about wanting to go there, right?
Oraya gitmek istediğinizden bahsediyordunuz değil mi?

Reasons for wanting to go to Mars. It seems the military had strategic.
Ordunun Marsa gitmek istemesinin… stratejik sebepleri var gibi görünüyor.

You don't think I should feel guilty for not wanting to go see that monster, right?
O canavarı görmeye gitmek istemediğim için kendimi suçlu hissetmem gerektiğini düşünmüyorsun değil mi?

I have been wanting to go there since I arrived.
Buraya geldiğimden beri oraya gitmek istiyordum.

Twelve times. You don't think I should feel guilty for not wanting to go see that monster, right?
Kez. O canavarı görmeye gitmek istemediğim için… kendimi suçlu hissetmem gerektiğini düşünmüyorsun değil mi?

You grew up wanting to go somewhere else.
Başka yerlere gitme isteğiyle büyüyorsunuz.

Like what? I'm not sure, but I doubt she went on a trip. Or maybe… Like wanting to go on a trip?
Bilmiyorum ama muhtemelen seyahate gitmemiştir. Seyahate gitmek istemesi gibi ya da… Ne söyledi?

It's your fault for wanting to go see your mom.
Anneni görmeye gitmeyi istemek senin başının altından çıktı.

Like wanting to go on a trip… I'm not sure, but I doubt she went on a trip. Like what? Or maybe.
Bilmiyorum ama muhtemelen seyahate gitmemiştir. Ne söyledi? Seyahate gitmek istemesi gibi ya da.

You were talking about wanting to go there, right? Sorry?
Üzgünüm. Oraya gitmek istediğinizden bahsediyordunuz değil mi?

Like wanting to go on a trip… Like what? I'm not sure, but I doubt she went on a trip. Or maybe.
Seyahate gitmek istemesi gibi ya da… Ne söyledi? Bilmiyorum ama muhtemelen seyahate gitmemiştir..

You were talking about wanting to go there, right? Sorry.
Oraya gitmek istediğinizden bahsediyordunuz değil mi? Üzgünüm.

Twelve times. not wanting to go see that monster, right? You don't think I should feel guilty for?
Kez. O canavarı görmeye gitmek istemediğim için… kendimi suçlu hissetmem gerektiğini düşünmüyorsun değil mi?

I seem to recall somebody wanting to go to the Chancellor's Ball.
Rektörlük Balosuna gitmek isteyen birisini hatırlıyorum.

No, what you said about wanting to go to a hockey game… wanting me to be part of your life… I think I wasn't clear about something.
Hayır, ama hokey maçına gitmek istediğinden, hayatının bir parçası olmamı istediğinden bahsettiğinde, bir konuda açık konuşmadım galiba.

You don't think I should feel guilty for not wanting to go see that monster, right? Twelve times?
Kez. O canavarı görmeye gitmek istemediğim için… kendimi suçlu hissetmem gerektiğini düşünmüyorsun değil mi?

Or maybe Like wanting to go on a trip Like what?
Bilmiyorum ama muhtemelen seyahate gitmemiştir. Seyahate gitmek istemesi gibi ya da?