Bir cesaret Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Programming
-
Computer
Gerçek bir cesaret.
Bir cesaret şikayet.
Gerçek bir cesaret.
Ama nasıl bir cesaret?
Combinations with other parts of speech
Sıfatlarla kullanım
Fiillerle kullanım
Isimlerle kullanım
Tam bir cesaret öyküsü.
Bu nasıl bir cesaret!!!
Böyle bir cesaret, ölümüne sebep olabilir.
Bu insanların ortak noktası bir cesaret duygusuydu.
Kızılderililerin dövmeleri de bir cesaret sembolü idi.
Büyük bir cesaret gösterdi.
Ölümle yüzleşmek ve eşiğinden geri adım atmak için gerçek bir cesaret gerektirir.
Walla muthiş bir cesaret gerek.
Bu, büyük bir cesaret gerektirir… ve adaletle doğruluğu savunmak için teşvik ederken… gücün ve nüfuzun ayartıcılığını da… bertaraf ettirir.
Hiç böyle bir cesaret görmedim.
En azından hiçbir yanılsama vardı, ama bir an önce o kadar emin olan, çok, ben kelimelerin gücü ve şimdi deaynı şekilde bir cesaret hareket etmez, konuşmaktan çok korkuyordum kaygan bir tutuş kaybetme korkusu.
İlerisi için bir cesaret ve motivasyon kaynağıdır.
Onunla savaşabilirim ama bu bir cesaret meselesi değil.
Dan beri, Citroën markası tarihi boyunca inkar edilmeyen bir cesaret ve insanlığa bağlılık sergiliyor.
Bu büyük bir cesaret ve güzellik.”.
Soacha Anneleri- Bir Cesaret Örneği.
Kimileri bunu büyük bir cesaret örneği olarak gördü.
Bu odaya bakıyorum, ve büyük bir cesaret görüyorum ve bu bana güç veriyor.
İnsanlar,'' Bu korkunç bir cesaret, ya Derek o parçayı bilmiyorsa?
Bu aileyi bir arada tutmak için inanılmaz bir cesaret gösterdin, Veronica, ve buna saygı duyabilirim.
Bir hayli cesaret gerektirmiş olmalı, efendim.
Bu çok büyük bir siyasal cesaret ve çok büyük bir devrimci eylemdi!
Sinirli bir marjinal seçim bölgesinde personel çıkarmakla büyük bir politik cesaret göstermiş olursunuz.