Fark edip Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Programming
-
Computer
Hatalarını fark edip i….
Fakat ördek tehlikeyi fark edip uçup gider.
Bence bunu fark edip ilaç kullananlar daha sağlıklı.
Ya banka yanlış yaptığını fark edip parayı geri isterse?
Combinations with other parts of speech
Sıfatlarla kullanım
Fiillerle kullanım
Bu sesleri fark edip onlara karşı koymayı öğrenmelisiniz.
Bir hata olduğunu fark edip sana döndü.
Bizi fark edip korkup kaçarsa onu asla bulamayabiliriz.
Olayı bu sabah fark edip ihbar etmiş.
Tehlikeyi fark edip bizi ne zaman tehdit edeceğini bilmek. Bu, senin yeteneğin.
Sahibini çok uzaktan fark edip koşmaya başlar?
Kötülüğü fark edip onu alaşağı ederse İnsanlar kendileri kara ejderha kaybolmaz mı?
Sonrasında pişman olmayalım, fark edip fark ettirelim.
Eş cinsel olduğunu itiraf eden 18 yaşındaki biri gibi koş. Tiyatrodaki partneri Ryana âşık olduğunu fark edip.
Birden ne dediğini fark edip kıpkırmızı oldu.
Çünkü kritik durumları erken bir aşamada fark edip sizi uyarabilir.
Senin kim olduğunu fark edip seni buraya getirdiler.
Burada iyi iş çıkarabilen tek kişi olmadığımı… sonunda fark edip daha az salak biri oldum.
Yani birileri ne kadar ilerlediklerini fark edip çözmelerini engellemek için onları öldürmüş olabilir.
Aşırı bir tepki verir ya da hata yaparsanız,hatanızı fark edip özür dileyebilirsiniz.
Sonra başkalarını fark edip sevmeye başlayacaksınız.
Tabii ki Bobby S Jimmynin köstebek olduğunu fark edip onu öldürtene kadar.
Artık insanlar sorunları daha erken fark edip daha hızlı yardım alıyorlar.
Şahane bir kıçın vardı ve ben de bunu fark edip yorumda bulundum.
Sadece kadehi değiştirdiğini fark edip etmeyeceklerini görmek için mi?
Sonra bir gün bir mezarlıktan geçerken her şeyin hiç uğruna olduğunu fark edip doğruluğa uzanan bir yola girdin.
Ancak toplumumuzun içimizdeki şiddeti erken fark edip tedavi etmedeki sorumluluğu henüz başlamıştır.
Sonra bir gün bir mezarlıktan geçerken her şeyin hiç uğruna olduğunu fark edip… doğruluğa uzanan bir yola girdin.
Bir keresinde kamyonetinin bagajına saklanmıştım… ve beni fark edip eve götürmek için o kadar yolu Bakersfieldden geri dönmüştü.
Sonra bir gün bir mezarlıktan geçerken her şeyin hiç uğruna olduğunu fark edip… doğruluğa uzanan bir yola girdin.