Nefesine Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Programming
-
Computer
Nefesine odaklan.
Bir meleğin nefesine sahip.
Son nefesine kadar değil.
Asgardlıların son nefesine kadar.
Son nefesine kadar savaştı.
Combinations with other parts of speech
Sıfatlarla kullanım
Daha
Fiillerle kullanım
Isimlerle kullanım
Daha
Mord Sithler aynı zamanda yaşam nefesine sahipler.
Nefesine odaklan, tamam mı?
Dudaklarının nefesine dokunduğu gibi.
Son nefesine kadar çalışmak istiyor!
Jacky Coonan son nefesine kadar sadıktı.
Son nefesine kadar acı çekmeli.
Onlar da İsraile karşı son nefesine kadar direndiler.
Son nefesine kadar acı çekmeli.
Aslanlar gibi karşısına dikilip, son nefesine kadar mücadele etseydin!
Son nefesine kadar bizimle savaşacak.
Apophisin son nefesine şahit oldum.
Son nefesine kadar da bunun için çalıştı.
Düşünceyi'' düşünmek'' ile etiketleyin ve nefesine dönün.
Için onun nefesine eşlik ediyorum.
Kediler senin yanında uyumayı sever vekalp atışının ritmine ve nefesine rahatlar.
Son nefesine kadar mücadele eden bir devrimci.
Benim rahmetli annem son nefesine kadar bizim yanımızdaydı.
Bu son nefesine kadar dövüşecek bir adam değildi Miles.
Kan bulmaya devam edeceksiniz Amainsan evladının son nefesine kadar.
Ne? Son nefesine kadar acı çekmeli.
Anne, bebeğinin sana yakınlaşmasına;tenine, nefesine, ruhuna dokunarak büyümesine izin ver.
Dikkattini nefesine ver fakat onu değiştirmeye çalışma.
Ve de gece rüzgarının derin nefesine ihtiyacımız var. Şarkıya ve ay duasına.
Onun nefesine ihtiyacım yoktu bu fikirleri getirmek.
Başımızı dayadık, kaderin nefesine bıraktık kendimizi; saçımızda esen hüzünlü bir ürpermeyle.