Sen tutuklusun Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Programming
-
Computer
Sen tutuklusun.
Du wirst gehemmt.Hayır sen tutuklusun.
Sen tutuklusun.
Çok komik çünkü sen tutuklusun.
Witzig, weil du ein Gefangener bist.Sen tutuklusun!
Sie sind verhaftet!Combinations with other parts of speech
Sıfatlarla kullanım
geçen senevar seninnesin sengelecek seneartık seniberi senievet ama senbir sendengerçek senibütün gün seni
Daha
Fiillerle kullanım
seni seviyorum
seni görmek
seni bekliyor
seni özledim
kes sesiniseni tanıyorum
sen bana
yaptın senseni öldürürüm
seni öldürmek
Daha
Isimlerle kullanım
sen benim
ben seninsenin suçun
seni burada
senin hatan
sıra sendeseni eve
senin baban
senin adın
senin işin
Daha
Hayır Patterson, sen tutuklusun.
Sie sind verhaftet. Nein, Patterson.Ve sen tutuklusun.
Du bist verhaftet.Adım McBain, değil ve sen tutuklusun.
Ich heiße nicht McBain und Sie sind verhaftet.Sen tutuklusun.
Du stehst unter Arrest.Hayır, asıl sen tutuklusun, seni.
Nein, Sie sind verhaftet, Sie…- Rigsby.Sen tutuklusun.- Evet.
Ja. Sie sind verhaftet.Adım McBain değil ve sen tutuklusun.
Mein Name Sen tutuklusun.- Evet.
Sie sind verhaftet. Ja.Ellerini başına koy, Sen tutuklusun Johny.
Nimm deine Hände hinter den Kopf. Du bist festgenommen, Johnny.Sen tutuklusun, buraya soruşturmaya yardım etmek için geldin.
Sie sollen nur bei Ermittlungen helfen.Ben tutuklu değilim. Sen tutuklusun. -Ooo, hayır!
Nein, Evet.- Sen tutuklusun.
Ja. Sie sind verhaftet.Daha önceki sorunu cevaplayayım,evet, sen tutuklusun.
Um Ihrer Frage von vorhin zu beantworten,ja, Sie sind verhaftet.Evet.- Sen tutuklusun.
Sie sind verhaftet. Ja.Ben güzel bir kadın değilim ben bir polisim ve sen tutuklusun.'' diyeceksiniz sanıyorsunuz.
Ich Beck, sen tutuklusun.
Beck, Sie sind verhaftet.Ve sende tutuklusun.
Sie sind verhaftet.Ve sende tutuklusun.
Und du bist verhaftet.Sen tutuklu değilsin.
Tekrarlıyorum, sen tutuklu değilsin.
Ajan Gomezin de dediği gibi sen tutuklu değilsin.
Sie sind nicht verhaftet. Wie Agent Gomez bereits sagte.Sen tutuklu değilsin, yani seninkini Korsak alacak.
Du bist nicht verhaftet. Sergeant Korsak wird dich befragen.Lane, sen tutuklularla burada kal.
Lane, Sie bleiben bei den Gefangenen.Sen zaten tutuklusun.
Sen ise tutuklusun.
Und Sie sind verhaftet.
