TAKILDIK ne Demek Almanca - Almanca Çeviri

Fiil
Zarf
rumgehangen
takılmak
takılıp
takılacağım
takılabiliriz
istemiyorum
wir hingen
bağlıyız
asılı
takılacağız
takılıyoruz
zusammen
birlikte
beraber
hep birlikte
millet
hep beraber
bir araya
toplamından
birleştir
toplandı
biraraya

Takıldık Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Programming category close
  • Computer category close
En son ne zaman takıldık?
Wann trafen wir uns zuletzt?
Bugün ki Bİ Takıldık konusu: Ayakkabıların düzenlenmesi!
Heute beschäftigen wir uns mit dem Thema: Schuhe!
Bir Ladanın arkasına takıldık.
Ich sitze hinter einem Lada fest.
Birlikte takıldık, seyahat ettik ve artık bitiriyoruz.
Wir zogen umher. Wir reisten und jetzt hören wir auf.
Birkaç eski müvekkilimle takıldık.
Ich traf ein paar alte Mandanten.
Combinations with other parts of speech
Isimlerle kullanım
Çünkü dün gece takıldık.- Neden olmasın?
Weil wir gerade letzte Nacht zusammen abgehangen haben. Warum nicht?
Çünkü dün gece takıldık.
Weil ich sie erst gestern abgeschleppt habe.
Bütün gece beraber takıldık. Birbirimize hikâyeler anlattık.
Und wir endeten damit, die ganze Nacht abzuhängen und Geschichten auszutauschen.
Samantha ve ben 3 hafta takıldık.
Wir hingen einfach drei Wochen rum.
Biraz takıldık, ot içtik ve Aerosmithin Rocks albümünü dinledik.
Wir haben abgehangen, ein bisschen Gras geraucht und dann Aerosmith's Rocks gehört.
Tess doğduktan sonra takıldık.
Nach Tess' Geburt hatten wir ein Stelldichein.
Takıldık, futbol izledik, metroya bindik ve ailesiyle yemek yedik.
Wir waren bei einem Fußballspiel, sind Metro gefahren und haben bei seinen Eltern gegessen.
Bir sonraki kavşakta yine kırmızıya takıldık.
An der nächsten roten Ampel trafen wir uns wieder.
Küçük gruplar halinde takıldık ve dünya daha fazla olasılıkla daha büyük görünüyordu.
Wir hingen in kleinen Gruppen herum, und die Welt schien größer zu sein mit mehr Möglichkeiten.
Akşam yemeği için, sonra bütün gece takıldık.
Abendessen und dann hingen wir die ganze Nacht rum.
İki kez takıldık, ikisi de şartlarıyla bir keresinde ailesiyle tanışmak için evine gittim.
Wir hingen zweimal, die beide zu Ihren Bedingungen, und einmal ging ich zu Ihrem Haus zu erfüllen Ihrer Familie.
Yardım istediğin için.Şimdi buraya takıldık.
Weil du um Hilfe bitten wolltest,sitzen wir hier fest.
Dün Dalele takıldık ve… uyandığımda yanımda değildi ve… şu an nerede olduğumu bilmiyorum.
Und jetzt weiß ich nicht, wo ich bin. Ich war heute Nacht mit Dale zusammen, und als ich aufwachte, war er nicht da.
Çekim boyunca aynı bedende üç insanla takıldık.
Mit drei Menschen im selben Körper während des Drehs verbracht.
Adı Claudia. Odasına gittik, takıldık ve… artık bana para veriyor ve kıyafetler alıyor… ve beni güzel bir akşam yemeğine çıkaracak.
Claudia. und jetzt kauft sie mir Kleider und gibt mir Geld und lädt mich toll zum Essen ein. Wir sind auf ihr Zimmer gegangen, haben rumgemacht.
St. Barsın güney sahillerinde yüzdük, LSDye takıldık.
Wir waren an der Südküste von St. Barts auf Acid mit Affen baden.
Her şey harika gidiyordu,23 metrede takıldık.- Bilmiyorum.
Es lief bestens, bisder MOLE bei 23 Metern stecken blieb.- Weiß auch nicht.
Hiçbir zaman havalı partilere davet edilmedik,edilsek bile bir köşede tek başımıza takıldık.''.
Wir wurden nie zu dencoolen Partys eingeladen und wenn doch, standen wir nur zusammen in der Ecke.”.
Rosieyle dansa benim arabamla gittik ve biraz takıldık.
Ich hab Rosie zum Tanz gefahren und wir haben ein wenig rumgehangen.
Jason geldi. Küfelik olup,film izledik. Biraz takıldık.
Jason kam vorbei undwir haben einen Film gesehen für Film-Literatur, rumgehangen.
Aslında pek bir şey yapmadık. Sadece 20 dakika kanepede takıldık.
Wir haben etwa 20 Minuten auf dem Sofa rumgemacht. Nichts Weltbewegendes.
Bir süre sohbet ettikten sonra arkadaş olduk vebütün hafta takıldık.
Nachdem wir uns eine Weile unterhalten haben, sind wir Freunde geworden undhaben die ganze Woche rumgehangen.
Turk ve ben birkaç saat daha odada kaldık. Muhabbet ettik-- George ile takıldık.
Turk und ich verbrachten die nächsten paar Stunden in dem Raum, verbrachten Zeit mit George und redete.
Buralarda neden takılmak istemediğini anlayamıyorum?
Warum er wohl nicht hier bleiben will?
Bu hafta seninle takılmak bu duyguyu tekrar yaşattı.
Und in dieser Woche zusammen mit dir ist es wieder da.
Sonuçlar: 30, Zaman: 0.0445

En çok sorulan sözlük sorguları

Turkce - Almanca