Tek suç Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Programming
-
Computer
Tek suçum bu.
Bana göre tek suçu buydu.
Tek suçu beni çok sevmek.
Üstelik onun tek suçu… sevmekmiş.
Tek suç yemeğin ne kadar kötü olduğuydu.
Combinations with other parts of speech
Sıfatlarla kullanım
organize suçtek suçugerçek suçağır bir suçen büyük suçhangi suçtanağır suçbütün suçukorkunç bir suçdiğer suçlar
Daha
Fiillerle kullanım
Daha
Çok garip. Cesetsiz tek suç o.
Leonardın tek suçu… teninin rengiydi.
Lisans alıp, gidip işleyebileceğin tek suç budur.
Onu yakalayabildikleri tek suç vergi kaçakçılığıydı.
Bunun tek suçlusu ben değilim, değil mi efendim?
Ama işlediğim tek suç aşka açık olmak.
Onun tek suçu benim doğru şeyi yapacağıma inanmasıdır.
Tonyin ilgileneceği tek suçun, bu olduğunu düşünürdüm.
Sizin tek suçunuz, olmanız gerektiği kadar zengin olmayışınızdı.
Cinayet dünyadaki tek suç türü değildir.
Benim tek suçum, ülkemi korumaya çalışmak!
Ruslar, Charlie Burtonu arayan tek suç şebekesi değiller.
Onların tek suçu, bir avukat tutamayacak.
Kimse öldürülmüyor. Şu ana dek gördüğüm tek suç bu pencereyi kırmış olmanız.
Leonardın tek suçu… derisinin rengiydi.
Herkesin suçlu olduğu kapalı bir toplumda, tek suç yakalanmaktır.
Bu adamın tek suçu kuvvetli bir işe sahip olması.
Herkesin suçlu olduğu kilitlenmiş bir toplumda, tek suç kendini yakalatmaktır.
Ortadaki tek suç, oradaki yemeklerin rezilliğiydi.
Herkesin suçlu olduğu kilitlenmiş bir toplumda, tek suç kendini yakalatmaktır.
Ülkemi! Benim tek suçum ülkemi korumaya çalışmak.
Ortadaki tek suç; benim babamla ilişki kurmaya çalışma salaklığım.
Hannibalın tanık olduğum tek suçu, etki altına almaktı. Düşünmek zorundayım.
Bu kadının tek suçu Coretta Keelingdi… Son kurbanı ise, kedilerini çok fazla sevmesiydi.
Hayır. Onların tek suçu… Allahın kutsal kitabı Kuranın yasalarını uygulamaktı!