UMUT ETMEK ne Demek Almanca - Almanca Çeviri

• zu hoffen
• Hoffnung

Umut etmek Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri

Umut etmek de öyle.
Hoffnung aber auch.

Mesele umut etmek.
Es geht um Hoffnung.

Umut etmek gibi beyaz.
Weiß wie die Hoffnung.

Bu… sessizce umut etmek.
So viel… leise Hoffnung.

Umut etmek öğrenilebilir mi?
Kann man Hoffnung lernen?

Yaşamak ve umut etmek.
Zu leben und zu hoffen.

Umut etmek öğrenilebilir mi?
Aber lässt sich Hoffnung lernen?

Dua edin- umut etmek için.
Lasst uns für die Hoffnung beten.

Elimden gelen sadece umut etmek.
Ich habe lediglich Hoffnung.

Anlarsın, umut etmek ne demek!
Sie wissen, was es heißt, zu hoffen.

Tek yapabileceğimiz şey umut etmek.
Wir können jetzt nur hoffen.

Umut etmek ise inançla başlar.
Aber der Glaube beginnt mit Hoffnung.

Risk değil, umut etmek.
Das ist kein Risiko, sondern Hoffnung.

Umut etmek iyi bir strateji değildir.
Hoffen ist keine gute Strategie.

Sadece bekleyip umut etmek.
Nur zu warten und zu hoffen.

Umut etmek her zaman iyidir, değil mi?
Es ist immer besser, zu hoffen, oder?

Bu da benim sorunum işte, umut etmek.
Das ist mein Problem. Hoffnung.

Korkmak ve umut etmek için.
Mich zu fürchten und zu hoffen.

Umut etmek aptalcaydı sanırım.
Es war offenbar dumm, die Hoffnung aufrechtzuerhalten.

Tek yapabileceğimiz umut etmek.
Alles, was wir tun können, ist hoffen.

Çünkü dilemek ve umut etmek♪ Cause wishing and hopin♪.
Warten und hoffen(Wishin' And Hopin').

Simdi tek yapabilecegimiz umut etmek.
Jetzt bleibt uns nur noch Hoffnung.

Umut etmek istiyorum, ama nasıl yapacağımı bilmiyorum.
Ich möchte hoffen, weiß aber nicht, wie.

Eğer zayıfsan umut etmek anlamsızdır!
Wenn ihr schwach seid, ist die Hoffnung sinnlos!

Senin görevin beklemek ve umut etmek.
Eure Pflicht ist, zu warten und zu hoffen.

Görülen o ki, umut etmek için pek az neden var.
Wie wir sehen, gibt es wenig Grund zur Hoffnung.

Günler, haftalar… hatta aylar boyunca umut etmek.
Und diese Tage, Wochen, Monate der Hoffnung.

Umut etmek, en güzel zamanlara hazırlıktır.
Die Hoffnung ist die Vorfreude auf bessere Zeiten.

Şu anda hepimiz için yapacak tek şey dinlemek ve umut etmek.
Wir können nur noch lauschen und hoffen.

Ama ben umut etmek ve olumlu şeyler düşünmek istiyorum.
Ich will die Hoffnung und das Positive vermitteln.