VERILERDEKI ne Demek Almanca - Almanca Çeviri

• in den Daten

Verilerdeki Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri

Verilerdeki yanlışlıklar: kaza veya tahrifat?
Ungenauigkeiten in den Daten: Unfall oder Fälschung?

Null değerler: Verilerdeki null değer sayısı.
Null-Werte: Die Anzahl der Null-Werte in den Daten.

Verilerdeki belirsizlik milyon başına 1.2 parçasıdır( ppm).
Unsicherheit in der Daten 1.2 Teilen pro Million(ppm).

Böylece siz ve diğer kişilerin verilerdeki tartışmaları olabilir.
Dann können Sie und andere Personen in den Daten Diskussionen führen.

Verilerdeki belirsizlik milyon başına 1.2 parçasıdır( ppm).
Die Unsicherheit in den Daten ist 1.2 parts per million(ppm).

Üçüncü Reich: Antarktikadaki 211 Tabanı( 2.): Verilerdeki Tarihçe.
Drittes Imperium: 211 Basis in der Antarktis(2.): Geschichte in Daten.

Kredi riskini verilerdeki anomaliler halinde tahmin etmeye çalışın.
Versuchen Sie, Kreditrisiken anhand von Anomalien in den Daten vorherzusagen.

Ancak izobarik hazırlıkları 10-12 karşı izometrik elde edilen verilerdeki farklılıklar vardır.
Jedoch gibt es Unterschiede in den Daten aus isometrischen gegen isobaren Präparationen 10-12 erhalten.

Verilerdeki küçük değişiklikler bazen yaşamdaki büyük değişiklikleri yansıtmaktadır.
Kleine Änderungen in den Daten spiegeln manchmal große AuswirkungenVeränderungen im Leben.

Gözetimli öğrenme, bir analitik sürecine uygulanabilen verilerdeki modelleri bulmayı amaçlar.
Durch überwachtes Lernen sollen Muster in Daten gefunden werden, die auf einen Analyseprozess angewendet werden können.

DoubleClick Searchte, verilerdeki değişikliklere tepki veren otomatik kurallar yazabilirsiniz.
In DoubleClick Search automatisierte Regeln zu erstellen, die bei Änderungen von Daten ausgeführt werden.

İlişkisel içgörüler, kullanıcıların seçilmeyen verilerdeki değerlerin önemini keşfetmesine ve anlamasına yardımcı olur.
Mit Associative Insights können Benutzer die Bedeutung von Werten in den Daten, die nicht ausgewählt wurden, erkennen und verstehen.

Algoritmalar, verilerdeki ilginç yapıyı keşfetmek ve sunmak için kendi başlarına bırakılır.
Algorithmen sind ihren eigenen Entwürfen überlassen, um die interessante Struktur in den Daten zu entdecken und darzustellen.

İlişkisel içgörüler, kullanıcıların seçilmeyen verilerdeki değerlerin önemini keşfetmesine ve anlamasına yardımcı olur.
Associative Insights hilft dem Benutzer, die Bedeutung der nicht ausgewählten Werte in den Daten zu erkennen und zu verstehen.

EDA, verilerdeki yeni özellikleri keşfetmeye odaklanırken, CDA mevcut hipotezleri onaylamaya veya tarif etmeye odaklanır.
EDA konzentriert sich auf die Entdeckung neuer Features in der Daten und CDA zu bestätigen oder zu verfälschen bestehenden Hypothesen.

Ülkenin merkez bankasının sağladığı verilerdeki eksiklik nedeniyle, Temmuzdan sonraki oranlar teorik tahminlere dayanır.
Aufgrund fehlender Daten der Zentralbank des Landes basierten die Raten nach Juli auf theoretischen Schätzungen.

Ve verilerdeki pek çok fonksiyonu da giriş sistemine ekledik, bunlar anladıklarımızdan çok daha farklı, çünkü bunları dinamik olarak ölçmüyoruz.
Und viele der Funktionen in den Daten, die wir als Input-Systeme haben, sind wirklich anders, als wir sie verstehen, weil wir sie nicht dynamisch messen.

Tedarikçi, yukarıda belirtilen bilgi ve verilerdeki tüm değişiklikler hakkında yazılı olarak TUNAPı bilgilendirmekle yükümlüdür.
Der Lieferant ist verpflichtet, die TUNAP unverzüglich über alle Änderungen der vorstehenden Informationen und Daten in schriftlicher Form zu informieren.

Verilen dosyaları ayrı takvimler olarak içeriye aktar.
Die angegebenen Dateien als separate Kalender importieren.

Verilen dosyaları standart takvime birleştir.
Die angegebenen Dateien in den Standardkalender zusammenführen.

Verilen dosyaları takvim olarak yeni pencerede aç.
Die angegebenen Dateien als Kalender in neuen Fenstern öffnen.

Lerin referans verilerine göre ayarladık.
Programmiert für Daten um 1970.

Araştırma verilerimiz sis göstermiyor.
Unsere Daten zeigten keinen Nebel an.

Dr. Brennanın verilerine katılmıyor musunuz?
Sind Dr. Brennans Daten nicht korrekt?

Rapor verin Bay La Forge.
Ihr Bericht, Mr La Forge.

Belki verilerimiz yanlıştı.
Vielleicht lagen die Daten daneben.

Dosyadaki verinin ön izlemesi.
Vorschau der Daten aus der Datei.

Alttaki verinin özeti.
Zusammenfassung unterhalb der Daten.

Odasına dönmesine izin verin, sonra… konuşacağız.
Erlaub' ihr, in die Kammer zurückzukehren, dann… reden wir.

Raporunuzu verin, Binbaşı.
Major, Ihr Bericht.