YALAN SÖYLEMIŞTI ne Demek Almanca - Almanca Çeviri

• log
• hat sie belogen

Yalan söylemişti Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri

Yalan söylemişti.
Er log.

Eşi ona yalan söylemişti.
Er hat sie belogen.

Rudy dudağındaki bir yara hakkında yalan söylemişti.
Rudy log wegen eines Risses an seiner Lippe.

Ama yalan söylemişti.
Aber er lügt.

Büyükler bize yalan söylemişti.
Die Erwachsenen belügen uns.

Petrus da İsaya aynısını yapmıştı. Üçtane yalan söylemişti.
Wie Petrus, bevor der Hahn krähte. 3 Lügen.

O da yalan söylemişti.
Sie log auch.

Evet. Eğitimi konusunda yalan söylemişti.
Ja, die, die über ihren Lebenslauf gelogen hat.

Resmi komünike Stalinin nerede ölümcül bir inme geçirdiği ve öldüğü konusunda yalan söylemişti.
Die amtliche Verlautbarung hatte, was den Ort, an dem Stalin den tödlichen Schlaganfall erlitten hatte, anbetraf, gelogen.….

Eşi ona yalan söylemişti.
Er hatte sie belogen.

Çok sinirlenmişti çünkü Daniel ve Jimmy ona yalan söylemişti.
Weil Daniel und Jimmy sie angelogen haben.

Hristo da yalan söylemişti.
Hristo hat gelogen.

Annemin çıktığı adam ona yalan söylemişti.
Die Männer, mit denen meine Mom ausgegangen ist, haben sie belogen.

Logan ona yalan söylemişti!
Raphael hatte sie belogen!

Normal patates kızartması istemiştin ve babam senin için yalan söylemişti.
Du bestelltest die normalen Pommes und Daddy log für dich.

Ablası ona yalan söylemişti.
Ihre Schwester hat Sie belogen.

Obama size İslam Devletinin yenileceği vaadinde bulunduysa ondan önce Bush yalan söylemişti.
Wenn Obama den Sieg über die Islamischen Staat versprochen hat, dann Bush hat gelogen.

Paxton ona niye yalan söylemişti?
Warum hatte Paxton sie angelogen?

Eğer Obama size İslam Devletinin yenileceğini vadediyorsa, Bush da daha önce yalan söylemişti.
Wenn Obama den Sieg über die Islamischen Staat versprochen hat, dann Bush hat gelogen.

Dün gece beş yaşındaki bir oğlan yıkıldı… çünkü babası doğum günü partisine geleceğine dair ona yalan söylemişti.
Ein fünfjähriger Junge war gestern Abend am Boden zerstört, weil sein Vater ihm vorlog, er käme zu seiner Geburtstagsfeier.

Connor bir şüpheliyi döven dört polisin yanından koşarak geçmişti ama hiçbir şey görmediğini söylüyordu. Arkadaşlarını korumak için kürsüde yalan söylemişti.
Connor lief direkt durch vier Polizisten, die einen Verdächtigen halb zu Tode prügelten, aber er bestand darauf nichts gesehen zu haben, log vor Gericht um seine Kumpels zu schützen.

Size yalan söylemek niyetim yok Kaptan.
Ich habe keinerlei Absicht, Sie anzulügen, Captain.

Yalan söylenmesini beklediklerinde birilerine yalan söylemek en zor andır.
Am schwersten ist es, jemand anzulügen,- wenn derjenige es erwartet.

Todd yalan söylemiş.
Todd hat gelogen.

Datanın daha önce yalan söylediğini hiç duymamıştım.
Ich habe noch nie erlebt, dass Data lügt.

Ben, yalan söylediğini biliyorum.
Ben, ich weiß, dass du lügst.

Max yalan söylemiş.
Max hat gelogen.

Bana yalan söyledin, Charlie.
Du hast mich belogen, Charlie.

Gözler asla yalan söylemez, Chico.
Die Augen, Chico, lügen nie.

Birine yalan söylemek her şeyi değiştirir.
Jemanden anzulügen, ändert alles.