YAPMAKLA ne Demek Ingilizce - Ingilizce Çeviri

• doing
• making
• building
• practicing
• didn't do
• do
• did
• does
• made
• makes
• make

Yapmakla Turkce kullanımına örnekler ve bunların Ingilizce çevirileri

Ve büyücülük yapmakla suçlanmış.
And Accused Of Practicing Witchcraft.

Beni yapmakla suçladığın şeyi yapmadım.
I didn't do what you're accusing me of doing.

Ben sizinle iş yapmakla ilgileniyorum.
I'm interested in doing business with you.

Tahtadan minik yemek odası setleri yapmakla?
Building little… wooden dinette sets?

Bir şey yapmakla ne ilgisi var?
What does that have to do with anything?

Tom ruhsatı olmadan avukatlık yapmakla suçlandı.
Tom was accused of practicing law without a license.

Tomun bunu yapmakla hala ilgilendiğinden şüpheliyim.
I doubt that Tom is still interested in doing that.

Beni korkunç şeyler yapmakla itham ettin.
You accused me of doing some terrible things.

Ama dikiş yapmakla, uçuş gösterisinin ne alakası var?
But what does sewing have to do with the air show?

Tom ruhsatı olmadan ilaç yapmakla suçlandı.
Tom was accused of practicing medicine without a license.

Gordonı yapmakla suçladığı şeyleri yapmasına imkân yok.
There's no way Gordon did the things- she's accusing him of.

Evet Evet. Biz yukarıda akşam yemeği yapmakla meşguldük.
Yeah. Yes. We were just busy upstairs making dinner.

Doğru şeyi yapmakla neyi kastetti?
What did he mean by doing the right thing?

Evet Evet. Biz yukarıda akşam yemeği yapmakla meşguldük.
We were just busy upstairs making dinner.- Yeah. Yes.

Beni erkek adam yapmakla ilgili bir şeyler.
Something about making a man of me.

Tabii ki, her şey daha iyi bir fare kapanı yapmakla başlıyor.
So it starts by building a better mousetrap, of course.

Seni kötü bir şey yapmakla suçladığım için özür dilerim.
I'm so sorry I assumed you did something bad.

Tüm tatilini birebir çalışan buharlı tren yapmakla geçirdi.
He spent the holidays building a fully-working steam engine.

Şimdi Lucyi varisim yapmakla ilk adımı atmış olacağım.
Now, by making Lucy my heir, I will have taken the first step.

Yapmakla yükümlü olduğumuz tüm işlerde o iyi aletler önemlidir.
Good tools are important with all the work we have to do.

Herhalde diğer muhteşem şeyleri yapmakla meşgul olduğundandır.
Guess he's too busy doing all that other awesome stuff.

Anthonynin dondurma yapmakla ilgili bir şeyler söylediğini hatırlar gibiyim.
But I remember Anthony said something about making ice cream, though.

Sadece birlikte güzel müzik yapmakla ilgileniyoruz.
Is beautiful music together. The only thing we're interested in making.

Böyle yapmakla Biz onlara haksızlık etmedik, ama asıl kendileri öz canlarına zulmettiler.
We did them no injustice, but it was they who were the unjust.

Yapabileceğimizin en iyisini yapmakla daha iyi hizmet etmiş oluruz şimdi.
We're better served putting all our efforts into what we can do now.

İnsanların seni yapmakla suçladığı şeyi yapmadığından eminim.
I'm sure you didn't do what people are accusing you of doing.

Yapabileceğimizin en iyisini yapmakla daha iyi hizmet etmiş oluruz şimdi.
Into what we can do now. We're better served putting all our efforts.

Bazı adamların ev işi yapmakla ilgili sorunları vardır fakat onun yoktu.
Some guys have issues with doing housework, But… Not him.

Kalkıp konuşmayı yapmakla Bernie olduğunu kabul ediyor.
He's acknowledging himself as Bernie. By standing up and making the speech.

Eğer DiMaggio için teklif yapmakla ilgilenirseniz hazırda olan Michael Swift.
Michael Swift is available, if you're interested in making him an offer for DiMaggio.