BAK ne Demek Yunan - Yunan Çeviri S

Fiil
Isim
Sıfat
κοίτα
δες
görmek
bakıyorum
seyretmek
izlemek
görür
görüşmek
görünce
görünmüyor
κοιτάξτε
bakıyorum
bakarım
bakıyordum
sana baktığımda
bakın
gözüm
seyrettiğim
bakışımda
bir bakıyorum
άκου
dinle
bak
bakın
şu
duy
şimdi dinle
kulak
πρόσεχε
göz kulak
dikkat
bakıyorum
kolluyorum
ilgileniyorum
bakmamı
fark
iyi bakıyorum
bakıcındı
ψάξε
bakıyorum
bulmak
arıyorum
bakmıştım
peşindeyim
ararım
για κοίτα
άκουσε
dinle
duydu
bak
işitti
kulak
dinler
beni
κοίταξε
bakıyorum
bakarım
bakıyordum
sana baktığımda
bakın
gözüm
seyrettiğim
bakışımda
bir bakıyorum
βλέπεις
görmek
bakıyorum
seyretmek
izlemek
görür
görüşmek
görünce
görünmüyor
δείτε
görmek
bakıyorum
seyretmek
izlemek
görür
görüşmek
görünce
görünmüyor
είδες
görmek
bakıyorum
seyretmek
izlemek
görür
görüşmek
görünce
görünmüyor
πρόσεξε
göz kulak
dikkat
bakıyorum
kolluyorum
ilgileniyorum
bakmamı
fark
iyi bakıyorum
bakıcındı
ψάξτε
bakıyorum
bulmak
arıyorum
bakmıştım
peşindeyim
ararım
προσέξτε
göz kulak
dikkat
bakıyorum
kolluyorum
ilgileniyorum
bakmamı
fark
iyi bakıyorum
bakıcındı
κοίταζε
bakıyorum
bakarım
bakıyordum
sana baktığımda
bakın
gözüm
seyrettiğim
bakışımda
bir bakıyorum
κοιτάξεις
bakıyorum
bakarım
bakıyordum
sana baktığımda
bakın
gözüm
seyrettiğim
bakışımda
bir bakıyorum
προσέχεις
göz kulak
dikkat
bakıyorum
kolluyorum
ilgileniyorum
bakmamı
fark
iyi bakıyorum
bakıcındı
ψάχνεις
bakıyorum
bulmak
arıyorum
bakmıştım
peşindeyim
ararım
κοίτα τα

Bak Turkce kullanımına örnekler ve bunların Yunan çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
Bak, Carl.
Άκου, Carl.
Harry, ceplerine bak ve neyi varsa al.
Χάρι, ψάξε στις τσέπες του και πάρε ό, τι έχει.
Bak Harry!
Πρόσεχε Χάρι!
Tamam mı? Bütün eşyalarına bak ve çok sevdiğin bir şey bul.
Ψάξε τα πράγματα και βρες κάτι που σ' αρέσει, εντάξει;
Bak, Calvin.
Πρόσεχε, Calvin.
Michael Jordan, George Foreman, Samuel L Jacksona bak.
Δες τον Μάικλ Τζόρνταν. Τον Τζορτζ Φόρμαν, τον Σάμιουελ Τζάκσον.
Bak, br lanet!
Κοιτάξτε, μια κατάρα!
Sen biraz daha Elona bak, ben Elsanın fotoğrafını çekeceğim.
Μάγια, πρόσεχε για λίγο ακόμη τον Ελόν. Θα πάω να βγάλω μια φωτογραφία τη μικρή Έλσα.
Bak. Ne giydiğine bak.
Δες τι φοράει.
Lysander, bak nasıl da titriyorum korkudan.
Λύσανδρέ μου, δες πώς τρέμω… απ'τον φόβο.
Bak, buraya bıraktım.
Εδώ, κοιτάξτε αυτό.
Polis dosyalarına bak. Frazier… geleliberiKeeferınkaç adamı salıverilmiş, öğren.
Ψάξε στα αρχεία της αστυνομίας και μάθε πόσοι άνδρες του Κίφερ έχουν βγει αφότου ήρθε ο Φρέιζερ.
Bak, geliyor şimdi!
Πρόσεχε. Ερχεται ο δόυκας, τώρα!
Romeoya bak aptallığıyla gerçek aşkı öldürüyor.
Δες τον Ρωμαίο. Σκότωσε την αληθινή του αγάπη από βλακεία.
Bak, ben… Sadece istedim ki.
Άκου εγώ… ήθελα να ξέρω μόνο.
Etrafına bak. Gerçeklik çok uzun süre önce gitti. Tamam mı?
Κοίτα γύρω σου, η πραγματικότητα έχει φύγει καιρό τώρα, εντάξει;?
Bak, sana vurmayacağım. Vurma falan olmayacak.
Άκου, δεν θα σε χτυπήσω.
Carter…- Bak, bizzat ben bakardım ama erişimimi aldılar biliyorsun.
Κοίτα, θα έψαχνα μόνη μου, αλλά ξέρεις ότι μού αφαίρεσαν την πρόσβαση.
Bak, şimdi geleceği öngöreceğim:.
Κοιτάξτε, θα προβλέψω το μέλλον τώρα.
Bak, olsaydı, tek atış, veya bir fırsat.
Κοίτα, αν είχες, μια βολή, ή μία ευκαιρία.
Bak, Earl ona İngilizce öğretemezsin.
Κοίτα, Ερλ, δεν μπορείς να της μάθεις να μιλάει.
Bak, geceleri neler oluyor bilmek istiyorum, tamam mı?
Κοίτα, θέλω να ξέρω τι γίνεται τα βράδια, εντάξει;?
Bak, benim adım Patrick. Ya Patrick de, ya da hiç.
Κοιτάξτε, λέγομαι Πάτρικ και ή θα με λέτε Πάτρικ ή τίποτα.
Bak, bak. Bu çok korkuyor anlaşılan. Kendisini yere kapakladı.
Δες, αν κάποιος φοβάται πολύ, θα πέσει κάτω εντελώς.
Bak.'' Rubelin Kömür Şirketi, Pittsburgh, Pensilvanya.''.
Για κοίτα."Κάρβουνα Ρουμπελίν, Πίτσμπουργκ, Πενσυλβανία.".
Bak, belki de Doktor Silberling ile bu konuyla ilgili konuşmalıyız.
Κοίτα ίσως πρέπει να μιλήσετε με τον Δρ Σίλβερμαν γι αυτό.
Bak, Mercün bu konuda kendini affedebildiği bir gün bile geçmiyor.
Κοιτάξτε, η μέρα δεν περνάει με τον Merc δεν κερδίζει τον εαυτό του με αυτό.
Ryan, bak bakalim bulabiliyor musun, Michelle U.İ.B. de ne yapiyormus.
Ryan, δες αν μπορείς να μάθεις τί έκανε η Michelle στην δίωξη ναρκωτικών.
Bak, anne! Burada, Hibiya Parkındasın. Aşık olmuş gibi görünüyorsun.
Κοίτα μαμά, εδώ είσαι στο πάρκο Ιμπίγια, και μοιάζεις σαν να είσαι ερωτευμένη.
Bak… bekleme konusunda dünyadaki en tecrübeli kişi olarak söylüyorum… bunu yapma.
Άκου… Σου μιλάει ο πιο υπομονετικός άνθρωπος στον κόσμο: Μην περιμένεις.
Sonuçlar: 44543, Zaman: 0.0984

En çok sorulan sözlük sorguları

Turkce - Yunan