DAVAYI ne Demek Yunan - Yunan Çeviri S

Isim
υπόθεση
vaka
dosya
bir iş
hipotez
varsayım
bir hipotez
davayı
dava
olayı
işi
δίκη
duruşma
davası
dava
mahkemeden
yargılanmayı
περίπτωση
vaka
ihtimal
örnek
anında
durumda
imkan
olayda
halinde
davada
dava
αγωγή
tedavi
davası
dava
ilaçları
eğitimi
bir dava açtı
υποθέσεις
vaka
dosya
bir iş
hipotez
varsayım
bir hipotez
davayı
dava
olayı
işi
υπόθεσης
vaka
dosya
bir iş
hipotez
varsayım
bir hipotez
davayı
dava
olayı
işi
υπόθεσή
vaka
dosya
bir iş
hipotez
varsayım
bir hipotez
davayı
dava
olayı
işi
δίκης
duruşma
davası
dava
mahkemeden
yargılanmayı
δίκες
duruşma
davası
dava
mahkemeden
yargılanmayı
περιπτώσεις
vaka
ihtimal
örnek
anında
durumda
imkan
olayda
halinde
davada
dava

Davayı Turkce kullanımına örnekler ve bunların Yunan çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
Davayı anlaşmaya çevirebilirim.
Μπορώ να διευθετήσω την αγωγή.
Keşke bu davayı hiç açmasaydık.
Μακάρι ποτέ να μην ξεκινούσαμε αυτή την αγωγή.
Davayı çözmek bizim işimiz, Bay Jursic.
Η εξιχνίαση της υπόθεσης είναι δική μας δουλειά, Κε Τζέρσικ.
Kaç tane davayı ele aldık, Anthony?
Έχουμε αναλάβει, πόσες υποθέσεις είναι στα βιβλία,'ντονι;?
Davayı geri çekmek için ona benzeyen birini bulması gerekiyordu.
Ηθελε κάποια που της έμοιαζε για ν΄ αποσύρει την αγωγή.
Neden her girdiğim davayı kazandım biliyor musun?
Ξέρεις γιατί κέρδισα σ'όλες τις υποθέσεις που ανέλαβα;?
Bu davayı kazanmak için yapıyoruz.
Έχει να κάνει με τη νίκη της δίκης.
Kanıtların gizlemeyi hatta bu davayı bile düşünmüyordum.
Δεν σκεφτόμουν την απόκρυψη στοιχείων, ούτε καν αυτή τη δίκη.
Bu davayı çözmek gibi mi?
Όπως και την επίλυση αυτού του περίπτωση, ε;?
Hatta şirketinizi mahkemeye vermiş ama davayı kaybetmiş.
Είχε προσφύγει μάλιστα και στο εκλογοδικείο, αλλά έχασε τη δίκη.
Ama bu davayı benim yüzümden mahvetme.
Αλλά μην βίδα μέχρι αυτή την περίπτωση εξαιτίας μου.
Savunma tarafının talebi üzerine davayı 30 Hazirana erteledim.
Κατόπιν αιτήσεως της υπεράσπισης… αναβάλλεται η δίκη για τις 30 Ιουνίου.
Kimse bu davayı benden iyi bilemez Gibbs.
Κανείς δεν ξέρει αυτή την περίπτωση καλύτερα από μένα, Gibbs.
Ayrıca, EULEX savcıları burada bir dizi ciddi davayı soruşturuyor.
Επιπρόσθετα, εισαγγελείς της EULEX διερευνούν αρκετές σοβαρές υποθέσεις στην περιοχή.
Savcının bir davayı kazanmasına imkan yok.
Με καμία δύναμη δεν μπορούσε ο εισαγγελέας να κερδίσει τη δίκη.
Bu davayı çözmeyi bizim kadar çok istediğiniz besbelli.
Είναι προφανές θέλετε να λύσετε η περίπτωση αυτή όσο και εμείς.
Haklısın, buraya davayı geri çekmeniz için geldim.
Έχετε δίκιο, ήρθα για να σας πείσω ν' αποσύρετε την αγωγή.
Bu davayı ilk duyduklarında herkesin tepkisi korku oldu.
Η πρώτη αντίδραση που έχουν όλοι όταν ακούνε για αυτή την δίκη, είναι φρίκη.
Neden siz ikiniz bu davayı bu kadar çok istiyorsunuz?
Γιατί δύο αγόρια θέλουν αυτή την περίπτωση τόσο άσχημα;?
Eğer davayı kaybedersek, Ericanın ihtiyacı olduğu tedaviyi almasına imkan yok.
Αν χάσουμε τη δίκη η Έρικα δε θα έχει τη φροντίδα που χρειάζεται.
Smittyyle olan ilişkimi davayı korumak için sakladım.
Απέκρυψα την σχέση μου με τον Σμίτι για να προστατέψω την υπόθεσή μου.
Ve onlar bu davayı kaybederlerse tazminat bedeli onları kesinlikle iflas ettirir.
Και αν χάσουν την αγωγή, θα χρεοκοπήσουν.
Mahkeme, engellemeler karşısında davayı yürütmenin etkili bir yolunu arıyor.
Το δικαστήριο αναζητάέναν αποτελεσματικό τρόπο διεξαγωγής της δίκης ενόψει κωλυσιεργιών.
Bir sürü davayı kapatıyorsun ama raporlara baktığımda beni rahatsız ettiler.
Κλείνεις πολλές υποθέσεις, μα καθώς διάβαζα τις αναφορές σου, με άφησαν ενοχλημένη.
Lucifer, her ne oluyorsa davayı etkilemeyeceğine söz ver.
Εωσφόρε, ορκίσου πως ό, τι και αν ήταν αυτό, δεν θα επηρεάσει τη δίκη.
Davayı kazanmak için, mahkemede yalan söylemenin bir suç olduğunu biliyorsun değil mi?
Ξέρεις ότιείναι παράνομο να πεις ψέματα στο δικαστήριο για να κερδίσεις μια αγωγή.
Yani jüri tüm bu davayı etkileyen bu çocuğu hiç dinlemeyecek.
Δηλαδή οι ένορκοι ποτέ δεν θα ακούσουν αυτό τοπαιδί που είναι ο καταλύτης αυτής της υπόθεσης.
Lord Liu, bu davayı İlahi Zabıtaya aktarabilir misin?
Λόρδος Liu, θα περάσει αυτή την περίπτωση για την Θεία χωροφυλακή;?
Young-chul bu davayı şu andan itibaren sen yönetiyorsun.
O Young-Chul επικεφαλής αυτής της υπόθεσης από τώρα και στο εξής. Ναι.
Başsavcılık davayı kabul etti. Richard sabah resmen suçlanacak.
Η εισαγγελία αποδέχτηκε την υπόθεσή μας και θα απαγγείλουμε κατηγορίες το πρωί.
Sonuçlar: 3756, Zaman: 0.0442

En çok sorulan sözlük sorguları

Turkce - Yunan