ELIMDEKI ne Demek Yunan - Yunan Çeviri S

Fiil
Sıfat
έχω
var
yok
sahip
zaten
o
olduğunu
elimde
hakkınızda
yanımda
στο χέρι
κρατάω
tutuyorum
tuttum
tutarım
elimde
saklıyorum
saklarım
tutacağım
tutayım
tutun
είχα
var
yok
sahip
zaten
o
olduğunu
elimde
hakkınızda
yanımda
στα χέρια
έχει
var
yok
sahip
zaten
o
olduğunu
elimde
hakkınızda
yanımda
έχουμε
var
yok
sahip
zaten
o
olduğunu
elimde
hakkınızda
yanımda
ό
her
şey
şeyi
ne
herşeyi
daha
gelen her şeyi
olursa
derse
πήρα
alıyorum
alırım
ben alıyorum
al
arıyorum
alacağım
alayım
ararım
elde
götürürüm

Elimdeki Turkce kullanımına örnekler ve bunların Yunan çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
Elimdeki kart ne?
Τι φύλλο κρατάω;?
Bilemezsin. Ama elimdeki en iyi fikir bu.
Δεν το ξέρεις, αλλά είναι ό, τι καλύτερο έχεις.
Elimdeki hangi kart?
Ποιο χαρτί κρατάω;?
Ama şu an evet demek elimdeki tek hamle.
Αλλά τώρα το να πω"ναι",είναι η μόνη κίνηση που έχω.
Bense elimdeki tüm parayı.
Εγώ πλήρωσα ό.
Elimdeki tabanca dolu!
Κρατάω γεμάτο πιστόλι!
Teşekkürler, ancak elimdeki her şeyi zaten Kahlere verdim.
Ευχαριστώ, αλλά έχω ήδη δώσει ό, τι έχω στον Kalher.
Elimdeki bu silahı görüyor musun?
Βλέπεις το όπλο στα χέρια μου;?
Peki ya elimdeki kartı tahmin edersem?
Και αν μαντέψω την κάρτα στο χέρι μου;?
Elimdeki bomba! Herkes geri çekilsin! Geri çekilin!
Κρατάω βόμβα, κάντε πίσω!
Sanırım elimdeki bant ve kloroform da bunun için değil mi?
Ισως γι'αυτό έχω ταινία και χλωροφόρμιο, σωστά?
Elimdeki en iyi fotoğraf bu kartın üstünde.
Έχει πάνω την καλύτερη φωτογραφία μου.
Şu anda elimdeki tek şey nefret ve bunu boşa harcamaya niyetli değilim.
Τώρα το μόνο που έχω είναι μίσος και δεν σκοπεύω να το χαραμίσω.
Elimdeki tek şey işim ve şöhretim.
Το μόνο που έχω είναι η δουλειά μου, η φήμη μου.
Elimdeki bu bir deste para öyle demiyor ama.
Ναι, αυτά τα λεφτά στα χέρια μου άλλα λένε.
Elimdeki işaret giderek kötüleşiyor. Dayanamıyorum.''.
Το σημάδι στο χέρι μου χειροτερεύει.
Elimdeki tek şey, güvendiğim yumurta çırpacağımdı!
Το μόνο που είχα ήταν το χτυπητηρι αυγών!
Elimdeki deniz kestanesi ölümcül bir silahtır!
Ένας αχινός στα χέρια μου είναι θανάσιμο όπλο!
Elimdeki tepsiden içkisini aldı ve bir yudum içti.
Πήρε το ποτήρι στο χέρι της και ήπιε λίγο.
Elimdeki son ipucu beni Sevillaya yöneltti.
Η τελευταία ένδειξη που είχα με οδή- γησε στη Σεβίλλη.
Elimdeki delik için ağrı kesici almam dışında.
Παίρνω αρκετά παυσίπονα, για την τρύπα στο χέρι μου.
Elimdeki kutuda ürkütücü, kıvranan ıstakoz var.
Κρατάω ένα κουτί με τρομακτικούς, νευρικούς αστακούς.
Elimdeki en kötü dedektif ve yardım etmek istiyor.
Ο χειρότερος ντετέκτιβ που είχα ποτέ και θέλει να βοηθήσει.
Elimdeki bu kağıt parçası Beni her yerde lanetliyor.
Αυτό το χαρτί στο χέρι μου Με κάνει καταραμένο σε όλη την χώρα.
Ama elimdeki ve ona karşılık bana ne vereceğin önemli.
Αλλά ποια κρατάω και τι σκοπεύεις να μου δώσεις γι'αντάλλαγμα εκείνη.
Elimdeki tek şey bir taslak ve çizimi bile bitirtemiyorum.
Το μόνο που έχω είναι ένα σκίτσο και δεν μπορώ καν να το τελειώσω.
Elimdeki kağıt torba, içi para ya da çoraplarımla dolu olabilir.
Αυτή η χάρτινη σακούλα, που ίσως έχει λεφτά ή τις κάλτσες μου.
Elimdeki şey, mühür Ben Filloryi hayal ederken belirdi.
Το πράγμα στο χέρι μου, η σφραγίδα… εμφανίστηκε όταν ονειρευόμουν τη Φυλλορία.
Benim elimdeki tek şeyse, Bob adlı 60 yaşlarındaki kel terapist oldu.
Κι εγώ είχα μόνο έναν 60χρονος θεραπευτή με φαλάκρα ονόματι Μπομπ.
Elimdeki en iyi dedektiflerden birisi. Ve bize yardım etmek istiyor.
Είναι από τους καλύτερους που έχω και είναι πρόθυμος να μας βοηθήσει.
Sonuçlar: 275, Zaman: 0.0555
S

Elimdeki eşanlamlıları

En çok sorulan sözlük sorguları

Turkce - Yunan