Yok Turkce kullanımına örnekler ve bunların Yunan çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Computer
Hayir yok.
Önemi yok, artık sana yardım için biz varız.
Karşınızda yememde sakınca yok, değil mi?
Bir şey yok Bay Sharon.
Peder Loganı görmeye geldim. Keller, yok diyor.
Ama sende cadı yok, bende de büyü kitabı.
Dün burada olan peri hapsetme büyüsü artık yok.
Banyo için sıcak su yok kış boyunca.
Annem hala yok ve… Bir kaç ay içinde gidiyorum… Biliyorum.
Şimdi senin bu hikayeni tamamen yok edeceğim, Grant.
Catherine parlak bir matematikçi, ama kendisine güveni yok.
Çok fazla vaktimiz yok bu yüzden beni iyi dinle.
Onu bu ellerle yaptım ve bu ellerle yok edeceğim.
Tahriş tamamen yok oldu, cildim yine yumuşak ve pürüzsüz!
Tüm bunların NIS Ajanı Mitchellın oğluyla alakası yok değil mi?
Daha sonra ceset birden yok oldu ben de gidip polise haber verdim.
Zamanda Yolculuk dersine müfredatta yer yok sanırım.
Tahriş tamamen yok oldu, cildim yine yumuşak ve pürüzsüz!
Ve bayan Mccaffreynin staf enfeksiyonunun aniden yok olmasının.
Organik kısmı yok olmuş. Ama bütün veri bankaları duruyor.
Çok yakında, bazı ayinler yapacağım ve bu karanlık ruhu yok edeceğim.
Param yok, pasaportum yok, ablamın evinde de kimse yoktu.
Servisi hiç kitaplık sağlamıyor veya şu konumda kitaplık anahtarı yok.
İzne ihtiyacınız yok. Çünkü Ajan Green, senin için bunu sağlayacak.
Binlerce yıl önce,iklime bir şeyler oldu ve buradaki buz yok oldu.
Bir segmentte araba yok olsaydı, bir pazar fırsatını gösterebilirdi.
Servis hiç kitaplık sağlamıyor,. desktop dosyasında kitaplık anahtarı yok.
Söylediğin gibi hiç gücümüz yok, yapabileceğimiz bir şey de yok.
Tabii ki yok. Birinin evine göz kulak olduğun zaman, kitapları okuyabilirsin.
Lobide güvenlik kamerası yok ama sokağın aşağısındaki içki dükkanında bir güvenlik kamerasını buldum.