GÜLMÜŞTÜ ne Demek Yunan - Yunan Çeviri S

Fiil
γέλασε
gülüyorum
gülerim
ben gülüyorum
güler
güldürdü
gülümserim
χαμογέλασε
gülüyorum
gülümsüyorum
gülümseyeceğim
γελούσε
gülüyorum
gülerim
ben gülüyorum
güler
güldürdü
gülümserim

Gülmüştü Turkce kullanımına örnekler ve bunların Yunan çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
Çok gülmüştü.
Γέλασα πολύ.
Ağlamıştı ve gülmüştü.
Εκείνη έκλαιγε και γελούσε.
Herkes gülmüştü.
Όλοι γέλασαν.
Bir tanesi hariç hepsi gülmüştü.
Γελούσαν όλοι πλην ενός.
Peder gülmüştü.
Ο παπάς γέλασε.
Gerçekten de şans bana gülmüştü ve….
Η τύχη μού χαμογελούσε, και….
Bana gülmüştü.
Εκείνος γελούσε.
Bütün gezegen gülmüştü.
Γελαει ο πλανητης ολοκληρος.
Evet, gülmüştü, gülmüştü!
Ναι γέλασε, γέλασε!
İnsanlar gülmüştü.
Ο κόσμος γέλασε.
( Gülüşmeler)( Alkış) Annem burada isterik biçimde gülmüştü.
(Γέλια)(Χειροκρότημα) Η μαμά γέλασε υστερικά με αυτή.
Xu Xian ise gülmüştü.
Ο Σου Σιεν γέλασε.
Elfler doğmadan önceki savaşlarda Melkorun yüzüne bile gülmüştü.
Γελούσε ακόμα και στον Μέλκορ στις μάχες που γίνονταν πριν γεννηθούν τα Ξωτικά.
Herkes bana gülmüştü.
Και όλοι γελούσαν μαζί μου.
Oyuk Dünya Teorisiyle ilgili teziilk yazdığımda bütün komite sesli gülmüştü.
Όταν πρωτοέγραψα τη διατριβή για τη θεωρία της Κοίλης Γης,όλη η επιτροπή γέλασε δυνατά.
O an ilk defa gülmüştü.
Χαμογέλασε για πρώτη φορά εκείνη την ημέρα.
O saçma et rengindeki kıyafeti giyip kendimi sınıfarkadaşlarım önünde asınca herkesin ailesi bana gülmüştü.
Φόρεσα αυτή τη γελοία φόρμα και αγκάλιαζα τους συμμαθητές μου καιστο κοινό όλοι οι γονείς γελούσαν μαζί μου.
Tüm klan bana gülmüştü.
Όλος ο Οίκος γέλαγε μαζί μου.
Hırvat halkı haftalar boyunca yetkililerin, ülke ekonomisinin durgunluk içinde olup olmadığını belirlemeye yönelik çalışmalarına gülmüştü.
Εδώ και εβδομάδες, το κροατικό κοινό διασκέδαζε με τις επίσημες προσπάθειες που είχαν ως στόχο την ανάλυση του εάν ή όχι η χώρα βρίσκεται σε ύφεση.
İnsanlar yine alaycı bir şekilde gülmüştü, pek beğeni ile gülmemişlerdi.
Και πάλι, ο κόσμος γέλασε κυνικά, δεν γέλασε με πολλή εκτίμηση.
Bunu ona söylediğimde çok gülmüştü.
Είχε γελάσει πολύ όταν της το είπα.
Ve sonra, tamamen şans eseri. Tefeci, bayan Finucaneye bir telgraf götürmem gerekmişti. Talihkuşu bir kez daha bana gülmüştü.
Κι ύστερα, όπως τα φέρνει η τύχη, έπρεπε να παραδώσω ένα τηλεγράφημα… στην ενεχυροδανείστρια την κα. Finucane,κι ο Άγιος Francis μου χαμογέλασε γι' άλλη μια φορά.
Ama şans, ilk kez bana gülmüştü.
Του φάνηκε για πρώτη φορά του χαμογέλασε η τύχη.
Bunu ona ilk söylediğimde gülmüştü.
Γέλασα την πρώτη φορά, που μου το είπε.
Beraber ramen yediğimiz gün, Sadako gerçekten gülmüştü, değil mi?
Όταν τρώγαμε ράμεν όλοι μαζί, η Σάντακο γέλαγε ειλικρινά, έτσι;?
Gonim, isyan hareketinin başlamasından iki gün sonra Facebook sayfasında,“ Bir yıl önce internetin Mısırdaki politik sahneyideğiştirebildiğini söylediğimde bazı arkadaşlarım bana gülmüştü” mesajını bırakmış, bir gün sonrasında ise kayıplara karışmıştı.
Γκόνη, δύο ημέρες μετά την έναρξη του κινήματος εξέγερσης, Facebook σελίδα,"η αιγυπτιακή πολιτική σκηνή πριν από ένα χρόνο,το Internet μπορεί να αλλάξει κάποιους φίλους μου να πω και μου γέλασε" μήνυμα αριστερά, μια ημέρα αργότερα εμπλεκόταν στην απώλεια.
Güldük sonrada konuyu değiştirdik.
Γέλασε, και αλλάξαμε θέμα.
Baya güldüm Özellikle Mitchellın sahneleri çok komikti.
Εγώ γέλασα πολύ πάντως, ειδικά με την περιγραφή του Άρτσυ.
Bir kişinin güldüğünü duymadınız mı?
Δεν άκουσες αυτήν που γέλασε;?
O sadece gülmüş. Daha da hızlanmış.
Εκείνη όμως, γελούσε και επιτάχυνε.
Sonuçlar: 30, Zaman: 0.0619
S

Gülmüştü eşanlamlıları

En çok sorulan sözlük sorguları

Turkce - Yunan