Yoğunlaşmak Turkce kullanımına örnekler ve bunların Yunan çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Computer
Odaklanmak ve yoğunlaşmak.
Onlara yoğunlaşmak istiyorum.
Seçildiğim takdirde o sıkıntıların üzerine yoğunlaşmak istiyorum.
Konuşmak yoğunlaşmak değildir.
Yoğunlaşmak istediğin bir şey var mı?
Combinations with other parts of speech
Bir tanesine yoğunlaşmak zorunda değiliz.
Yoğunlaşmak için çok yorgunum. Burada olma nedenim bu zaten.
Önleme stratejimizde yaptığımız şeylerden biri görgü tanığı müdahalesine yoğunlaşmak.
Bu gizeme yoğunlaşmak bana eski günleri hatırlattı.
Kararlı bir iş operasyonunusürdürürken müşteri endişelerini çözme konusunda yoğunlaşmak, müşterilere sürekli olarak kaliteli, güvenli ve güvenilir ürünler sunma becerimizle yardımcı olur.
Tempoya yoğunlaşmak gerekir diye hep söylüyorum. Yoğunlaşma.
Tek yaptığı beni saatlerce yoğunlaşmak ya da nefes almak için yalnız bırakmak!
İşime yoğunlaşmak istediğimi farketmeme sağladı ve bir süre sevgili istemiyorum.
Liderlik, diplomasi ve kurumsal yapı üzerinde yoğunlaşmak, barışın tesisinde veya sürdürülmesinde yaşanan başarısızlıkları da açıklamaya yarar.
Şimdi sezon sonuna yoğunlaşmak ve bu yarışlardan sizinle birlikte keyif almak istiyorum''.
O yüzden de kendine yoğunlaşmak yerine başkalarının dramıyla meşgul olmak… alışkanlığına dönüyorsun.
Öğrenci A, güç alanında sıkı bir şekilde yoğunlaşmak, 7 enerji mühendisliği dersi almak ve enerji alanında önemli bir 7 kredi saatlik proje yürütmek isteyebilir.
Bir şeyi bilinçaltınızda fark ettiniz ona yoğunlaşmak için rüyanızda tekrar ettiniz ve bu kısa adamı aradığınızı düşündüğünüz için Dr. Mackenzie cinayeti soruşturmasına neredeyse başka herkesin gözden kaçıracağı bir şekilde devam ettiniz.
Yüksek miktarda refah yoğunlaşması, yatırım fırsatlarını sınırlıyor.
Paket üzerinde yoğunlaşma belirtiliyor, internette var.
Zenginlik yoğunlaşması güç yoğunlaşması sağlar özellikle de seçim masrafları fırladığında.
Kalsiyum yoğunluğuna bir göz at.
Çiplerin en yoğun olduğu bölge şurası.
Kümülonimbüs hareketliliğinde yoğunlaşmaya yol açtı.
Romadaki nüfus yoğunlaşması köle ticaretinin gelişmesine de yol açtı.
Sanırım Alfred Whitehead bu yoğunlaşmayı“ doyum” olarak adlandırıyor.
Atmosferin karbondioksit yoğunluğu sanayi devriminin başlangıcından bu yana artmış ve artmaktadır.
Yoğunlaşma, daha sabit ve sevinçli oluyor.
Aynı miktarda ve yoğunlukta.
Antidiüretik hormon ve plasma yoğunlaşmasında sodyum seviyesini istiyorum.