Examples of using Database in English and their translations into Turkish
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Accessing Sam Bell database.
Database has a current address for Wheeler in Toronto.
Veritabanına göre şu anki adresi Toronto.We know they tried to access a dna database.
Bir DNA veri bankasına girmeye çalıştılar.According to the ship's database, It is called gum.
Sakız deniliyor. Geminin veri tabanına göre.It is called gum. According to the ship's database.
Sakız deniliyor. Geminin veri tabanına göre.
People also translate
Is that why the database didn't match it to anything?
Uploading Goliath's file into the database, boss.
Calutun dosyasını veri bankasına yüklüyorum patron.Database, social media. Looked for her in the police.
Polis veritabanında, sosyal medyada araştırdım onu.According to the Immigration and Customs Enforcement database.
Göçmenlik ve Gümrük Muhafazanın veritabanına göre.Then we blow the database, make it look like simple sabotage.
Tasha, I want to know everything that she looked at in that database.
Tasha, veri tabanında baktığı her şeyi istiyorum.We tried every database available but it didn't get a match.
Mevcut her veri tabanını denedik ama bir sonuç çıkmadı.He's never been arrested. And according to the National Crime Database.
Ulusal Suç Veri Bankasına göre hiç tutuklanmamış.According to the database, Gavin's been missing for nearly four years.
Veri tabanına göre, Gavin 4 yıl kadardır kayıpmış.I accessed the Clark County Museum of Hispanic Heritage database.
Clark Bölge Müzesinin İspanyol Mirası veri bankasına giriş yaptım.According to the un database, the license plate with the letters"CY" belong to.
BM veri bankasına göre plaka'' CY'' ile başlıyor.And we're gonna be calling and rechecking every registry and database all night.
Tüm gece her kaydı ve veri tabanını arayıp kontrol edeceğiz.According to VM's database, the system is registered to an Albert R Mitchell.
VMin veritabanına göre sistem Albert R Mitchell adına kayıtlı.We found a reference to similar technology in Seven's Borg database.
Veritabanında bulduk. Benzer bir teknolojiye ait referansı, Sevenın Borg.I have the access to the database. You know how to find the address.
Sen adresin nasıl bulunacağını biliyorsun… benim de veritabanına erişimim var.We will need thenames of everyone who can access the loyalty card database.
Sadakat kartları veri tabanına girebilecek… herkesin ismine ihtiyacımız olacak.Using Keaton's CIA database, we were able to figure out Stack's real identity.
Keaton CIA veri tabanını kullanarak, Stackin gerçek kimliğini bulduk.Once we restore the servo link, you can shunt the database up to this console.
Bağlantıyı yeniden kurduğumuzda veri tabanını buraya paralel bağlayabilirsin.According to the ship's database, it was once used as an addiction recovery aid.
Bir zamanlar bir bağımlılık kurtarma yardımcısı olarak kullanıldı. Geminin veritabanına göre.It was onceused as an addiction recovery aid. According to the ship's database.
Bir zamanlar bir bağımlılık kurtarma yardımcısı olarak kullanıldı. Geminin veritabanına göre.According to the hotel's security card database, somebody's currently using it.
Otelin güvenlik kartları veritabanına göre birisi hâlâ kurbanın kartını kullanıyor.And locate Chakotay's holographic template. Computer,access the holodeck database.
Ve Komutan Chakotayın holografik şablonunu belirle. Bilgisayar,sanal güverte veritabanına eriş.I hacked the Globalstar database, and I accessed the call log from Brian Taylor's sat-phone.
Global Star veri bankasına girip Brian Taylorın uydu telefonunun kayıtlarını aldım.According to the American Veterinary Identification Device database, his owners brought him here.
Amerikan Veterinerlik, Kimlik Aleti veritabanına göre öyle. Sahipleri buraya getirmiş.The computers have a database of everyone's individual frequency and I.
Bilgisayarların veri tabanında herkesin kişisel frekansı ve kimlik kodu vardır… bunlar da her hafta değişir.
