What is the translation of " DIFFICULT TO FIND " in Turkish?

• bulmak zor
• bulunması zor
• bulması zor
• bulmanın zor
• bulmak kolay

Examples of using Difficult to find in English and their translations into Turkish

Difficult to find.
Bulması zordur.

We're not difficult to find.
Bulunmamız zor değil.

Difficult to find.
Bulması zor oldu.

You were difficult to find.
Zar zor buldum burayı.

On that island is a man that will be difficult to find.
Bu adada, bulunması zor olacak bir adam var.

Not difficult to find.
Bulması zor değil.

River? That's not difficult to find.
Nehir? Bunu bulmak zor değil.

It's difficult to find work.
İş bulmak zordur.

Because you're a kind difficult to find.
Çünkü bulması zor bir adamsın.

It is difficult to find work.
İş bulmak zordur.

Troublesome indeed, and difficult to find.
Gerçekten de belalı ve bulması zor.

Difficult to find, almost impossible to leave.
Bulması zor, ayrılınması hemen hemen imkânsız.

Tom won't be difficult to find.
Tom bulması zor olmayacak.

The guy has a spider on her head, will not be difficult to find.
Adamın başında örümcek var, bulmak zor olmayacak.

That's not difficult to find. River?
Nehir? Bunu bulmak zor değil?

You misunderstand, it's been difficult to find anyone.
Yanlış anladın, birini bulmak zor oldu.

It will be difficult to find somebody to do that for you.
Bunu senin için yapacak birilerini bulmak zor olacak.

Does he/she know how and difficult to find a pair?
Bir partner bulmanın zorluğunu biliyor musun?

I will be it's difficult to find accessories, though. Ooh, nice outfit.
Ama buna aksesuar bulmak zor olacak. Güzel kıyafet.

I have a feeling he's gonna be difficult to find, Hetty.
İçimden bir ses onu bulmak zor olacak diyor, Hetty.

It won't be difficult to find somebody to do that for you.
Bunu sizin için yapacak birilerini bulmak zor olmayacak.

And when you're out of a job it is difficult to find a new one.
Bir işten çıktıktan sonra, yenisini bulmak kolay değildir.

It's going to be difficult to find signs of a struggle in this mess.
Bu karmaşada boğuşma izlerini bulmak zor olacak.

Nice place this, difficult to find.
Güzel yermiş, bulması zor.

Not exactly difficult to find, are you?
Bulunması zor değilsin, değil mi?

I know they are difficult to find!
Biliyorum onlardan bulmanın zor olduğunu!

Euros. I very difficult to find customers.
Avro. Çok zor, bulmak müşteri.

I would be very anxious as it would be difficult to find them in the vastness.
Onları sonsuzluğun içinde bulmak… zor olacağından endişelenirdim.

It's going to be difficult to find somebody to replace Tom.
Tomu değiştirmek için birini bulmak zor olacak.

It will be a little difficult to find a nanny called Nanny.
Adı Dadı olan bir dadıyı bulmak zor olacak.