What is the translation of " INTERLOCKING " in Turkish?

• kenetlenmiş
• birbirine bağlı
• iç içe geçmiş
• bağlantı

Examples of using Interlocking in English and their translations into Turkish

Interlocking rings.
Birbirine bağlanan halkalar.

Looks like interlocking swords.
Kenetlenmiş kılıçlar gibi.

Interlocking little teeth right in the front of your pants that zip together.
Pantolonunun tam önüne birbirini tutan küçük dişler.

Just two interlocking links.
Sadece iç içe geçmiş iki bağlantı.

Most of the elements that comprise the structures of the cities are interchangeable, interlocking;
Şehirlerin yapılarının ihtiva ettiği pek çok parça birbiri ile değiştirilebilir, birbirine kilitlenebilir.

There are over 60,000 interlocking structures.
Birbiriyle kesişen 60.000 yapı var.

And that is building with this giant block stone perfectly fiting and together with other blocks interlocking them.
Ve işte birbirleriyle ve diğer taşlarla iç içe geçen mükemmel uyumlu devasa taşlarla… yapılmış bir yapı.

Unit 01 's interlocking circuit has been cut.
Birim 01in kenetlenmiş devreleri kesildi.

Millions and millions of interlocking wheels.
Birbirine bağlı milyonlarca çark vardır.

Unit 01 's interlocking circuit has been cut.
Ünite Birin bağlantı devreleri hasar aldı.

This hillside is honeycombed with interlocking tunnels.
Bu tepelik iç tünellerle arı kovanı gibi örülmüş.

Unit 01's interlocking circuits have been cut.
Ünite Birin bağlantı devreleri hasar aldı.

I don't believe in two people interlocking in every way.
İki insanın her yönden kenetlendiğine inanmıyorum.

Unit 01's interlocking circuits have been cut.
Unit 01 in birbirine bağlı devreleri kesildi.

And we have all been part of a vast interlocking, murdering machine.
Ve hepimiz geniş bir kenetlenmenin, cinayet makinesinin parçasıyız.

I decipher codes- complex interlocking structures, whose very nature conceals their true identity from the mind's eye.
Kodları çözerim. Karmaşık kenetlenmiş yapılar… Doğası gereği gerçek kimliklerini bakan kişinin gözlerinden saklarlar.

A keiretsu(系列,"system" or"series") is a set of companies with interlocking business relationships and shareholdings.
Ana madde: Keiretsu Keiretsu( 系列,'' sistem'' veya'' dizi'') iş ilişkileri ve ortaklıkları birbirine kenetleyen bir dizi şirkettir.

I don't believe in two people interlocking in every way and this Ally"it takes two to make one" mindset makes me vomit.
İki insanın her yönden kenetlendiğine inanmıyorum. Ve şu Ally McBeal in'' bir kişi oluşturmak için iki kişi gerekir'' takıntısı, bende kusma isteği yaratıyor.

We had played the game one session after school for many weeks, about seven weeks, and we had essentially solved all 50 of the interlocking crises.
Bir dönem boyunca okuldan sonra bu oyunu oynamıştık haftalarca, yaklaşık olarak 7 hafta boyunca, ve bütün iç içe geçmiş 50 krizi çözmüştük.

Donald wrote an interlocking sequence of viruses 15 years ago.
Donald 15 yıl önce birbirine bağlı virüsler dizisi yazdı.

Conceal their true identity from the mind's eye. complex interlocking structures whose very nature I decipher codes.
Kodları çözerim. Karmaşık kenetlenmiş yapılar… Doğası gereği gerçek kimliklerini bakan kişinin gözlerinden saklarlar.

The molecular machines began interlocking, assembling themselves to form even more complex organisms, eventually evolving into the most effective and efficient form they knew of.
Moleküler makineler kenetlenmeye, daha karmaşık yapılar oluşturmak için birleşmeye başladılar, nihayetinde bildikleri en etkili ve verimli şekli oluşturdular.

Conceal their true identity from the mind's eye. complex interlocking structures whose very nature I decipher codes.
Karmaşık kenetlenmiş yapılar… Kodları çözerim. Doğası gereği gerçek kimliklerini bakan kişinin gözlerinden saklarlar.

The molecular machines began interlocking, assembling themselves to form even more complex organisms, eventually evolving into the most effective and efficient form they knew of.
Moleküler makineler birbirlerine kilitlenmeye başladılar, kendilerini monte ederek daha karmaşık organizmalara dönüştürdüler… sonunda bildikleri en etkili ve verimli biçime evrimleştiler.

Jiang Chen, would you like to try interlocking fingers while holding hands?
Jiang Chen, el ele tutuşurken parmakları kenetlemeyi denemek ister misin?

In addition to being economical, interlocking concrete pavers are also widely available in water-permeable designs, which have added ecological benefits.
Ekonomik olmanın yanı sıra, ekolojik faydalar ekleyen su geçirgen tasarımlarda birbirine kenetlenen beton döşeme taşları da yaygın olarak mevcuttur.

This process nurtures a subjective gestalt where similar thoughts, fantasies, and other interlocking elements conspire to form a greater and more volatile hold, therefore a merging of like minds.
Bu süreç; benzer düşünceler, fanteziler ve diğer birbirine bağlı öğelerin daha büyük ve çok değişken etkiye sahip bir form oluşturmak için bir araya geldiği öznel Geştaltı besler. Böylece eş zihinlerin bütünleşmesi tamamlanmış olur.

Dynotherms connected. Activate interlock.
Dinotermler bağlı. Kenetlemeyi etkinleştir.

Now just you remember that we're all totally interlocked.
Tamamen birbirimize bağlı olduğumuzu tek hatırlayan sen oldun.

Beam-control assembly, safety interlock. Both checked out.
Işın-kontrol derleyicisi, güvenlik kilidi, ikisi de tamam.