What is the translation of " PREDICT " in Turkish?

• tahmin
• önceden
• öngörüyorlar
• tahminini
• önceden tahmin olduğunu
• öngörüme göre
• olacağını öngörüyor

Examples of using Predict in English and their translations into Turkish

Predict the future.
Geleceği tahmin etmesi.

This is not a predict.
Bu bir öngörü değil.

I can predict school scores.
Okul puanlarını önceden tahmin edebiliyorum.

Biological warfare, but some predict….
Biyolojik savaş hali, fakat bazı tahminler….

How can you predict the future?
Geleceği önceden nasıl bilebiliyorsunuz?

I predict, you will soon all say.
Öngörüme göre, birazdan hepiniz şöyle diyeceksiniz.

Buddha can't even predict relationships.
Buda bile ilişkileri öngöremez.

Aw… I predict you will soon all say… Aw.
Öngörüme göre, birazdan hepiniz şöyle diyeceksiniz.

You would have to? predict his reaction.
Müvekkilinin tepkisini öngörmen gerekirdi.

Predict if someone might commit a crime?
Birinin suç işleyip işlemeyeceğini mi öngöreceksin?

We can't predict all outcomes,?
Tüm sonuçları önceden tahmin edemeyiz, değil mi?

Now in red, I said what does the rule of 72 predict?
Kırmızılara bakalım, 72 kuralının öngördüğü neydi?

Identify, Predict, Decide, Execute!
Tanımla, Tahmin et, Karar ver, Uygula!

In the early 1960s he tried to find mathematical equations that could help predict the weather.
Ların başlarında, hava tahmini yapmasına yardım edebilecek matematiksel denklemler bulmaya uğraştı.

Nature, they predict, will regulate us.
Doğanın bizi regüle edeceğini öngörmekteler.

The one thing he could never predict was his own death.
Asla kestiremediği birşey, onun ölümü olabilirdi.

Nobody can predict the future, it just isn't possible.
Kimse geleceği kestiremez, mümkün değil.

Claimed his toe could predict earthquakes.
Ayak başparmağının depremleri önceden sezebildiğini iddia etmişti.

I could predict what he's gonna order in a restaurant.
Restauranta gittiğimizde ne ısmarlayacağını önceden söyleyebilirim.

People need to know that we can predict these things now.
İnsanlar bunu önceden tahmin edebildiğimizi bilmeli.

But we can't predict these things very accurately.
Olabilir, ama bu tür şeyleri önceden pek bilemeyiz.

Claimed his big toe could predict earthquakes.
Ayak başparmağının depremleri önceden sezebildiğini iddia etmişti.

I can't predict what we're gonna find, or how long it's gonna take.
Ne bulacağımızı veya ne kadar süreceğini öngörmem mümkün değil.

Your dreams can't predict reality all the time.
Rüyaların her zaman gerçeği önceden gösteremez.

Who can predict what these kids will grow up to be… apart from their destiny.
Kim önceden bilebilirdi ki, bu çoçuklar büyücek… onların kaderi dışında.

Told you. and you can't predict the king. The king can move where he wants.
Şah istediği yere gidebilir ve onu öngöremezsin. Söylemiştim.

Experts predict the common European higher education system will be complete next year.
Uzmanlar, ortak Avrupa yüksek öğrenim sisteminin gelecek yıl tamamlanacağını öngörüyorlar.

A simulation that helps us predict what they will think or how they will feel.
Ne düşüneceklerini veya nasıl hissedeceklerini öngörmemizi sağlayan bir simülasyon.

If people could predict things, I would have died from hunger.
Eğer insanlar durumları öngörebilselerdi ben burada açlıktan ölürdüm.

Some variations of those models also predict violations of Lorentz invariance on a very small scale.
Bu modellerin bazı varyasyonları Lorentz değişmezinin ihlalini de öngörmektedir.