VERILEN Meaning in English - translations and usage examples

• given
• vested
• are vouchsafed
• data
• allotted
• gave
• gives
• give

Examples of using Verilen in Turkish and their translations into English

Ve Tanrıya verilen?
And give to God?

Söz verilen güne.
And by the Promised Day.

Verilen hediyeleri kabul etme.
Give presents, don't receive them.

O, kardeşe verilen bir öpücük değildi.
That wasn't any kiss you give your brother.

Verilen dosyaya mime tipi verir.
Gives the mimetype for a given file.

Sadece bana verilen bilgiyi aktardım.
I JUST PASSED ON THE INFORMATION GIVEN TO ME.

Sirkte üzerinizde tur atıldığında size verilen hayat bu.
That's what life giving rides in a circus does for you.

Sana verilen adamla çalışmak zorundasın.
You gotta work with the man you're given.

Görünen o ki, size verilen zaman doldu.
It seems that your allotted time has elapsed.

Bana verilen en güzel şeylerden biri.
That's one of the nicest things anyone ever gave me.

Bizim kültürümüzde birine verilen isim önemlidir.
And in my culture, giving a name to somebody means something.

Şans bana verilen bir ad ve ben bir aptalım.
Give me a name for chance and I am a fool.

Büyükanne olmak o kahpeleri büyüttüğün için sana verilen bir ödül.
Being a grandmother is the reward they give you.

Bana verilen yetki$ 65 ceza yazmak için.
Which gives me the power to write tickets for $65.

Sadece bana Iraktan dönen askerlere verilen madalyalardan birini verin.
Just give me a medal as soldiers home from Iraq.

Verilen hesapta çalışan EC2 örneklerinin durumunu gösterir.
Shows Status of EC2 instances running on given account.

Çalışmak için şehire gidiyorum, bu bana verilen Rus belgesi.
I want to study Go to the city. That Russian gave me a paper.

Çalışana verilen ücret lütuf değil, hak sayılır.
Now to him who works, the reward is not counted as grace.

Amphion büyüdü… ve Merkürden ona verilen bir flütle müzik öğrendi.
Amphion grew up… and learned music from Mercury who gave him a flute.

Bana verilen yetki$ 65 ceza yazmak için.$ 64,99 değil.
Which gives me the power to write tickets for $65, not $64.99.

O kadarını bilmiyorum, ben sadece bana verilen bilgileri seninle paylaşıyorum.
I'm giving you the information that was vouchsafed to me.

Ama Amerikaya verilen mükemmel Noel hediyesin bir parçası olacağız.
But we will be part of giving America the perfect Christmas Eve.

Batıdaki ofisi aradığımızda bize verilen tek isim sendin.
You know, when we called the office out west, you were the only name they gave us.

Peter Carter verilen ekstra zaman sırasında aşık.
Has Peter Carter fallen in love during the allotted extra.

Batıdaki ofisi aradığımızda bize verilen tek isim sendin.
You were the only name they gave us. You know, when we called the office out west.

Ve sonra anladım ki verilen mücadele buna anlam kazandırmıştı.
Then I realized that that was a struggle-- To give it meaning… To make sense of it.

Bana gelince, Profesör tarafından bize… verilen talimatları uyguluyordum.
And me? I kept following the instructions the Professor gave us in Toledo.

İçeriğe verilen kısa açıklamaları İspanyolca ve birkaç alt kategori bulunmaktadır.
The brief descriptions given to the content are in Spanish as well as several subcategories.

Broşürler dağıtıyoruz. Ve bize verilen, ezberlediğimiz konuşmalar var.
We just pass out pamphlets, and they give us these discussions that we memorize.

Tahvil verilen mudiler bunları Sırp Cumhuriyeti ve BHF borsasında kullanabiliyorlar.
Depositors who receive bonds can use them at the Republika Srpska and FBiH stock exchanges.