DIE VERWANDTSCHAFT ne Demek Turkce - Turkce Çeviri

Die verwandtschaft Almanca kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Programming category close
  • Computer category close
Hier liegt die Verwandtschaft.
İşte akrabalar felan.
Die Verwandtschaft muss mithelfen.
Akrabaların yardımlaşması lazımdır.
Länger als die Verwandtschaft.
Akrabalardan daha çok.
Die Verwandtschaft meines Vaters wohnt im Gebirge.
Babamın akrabaları dağlarda yaşarlar.
Heute kommt die Verwandtschaft!
Bugün sadece akrabalar geliyor!
İnsanlar da tercüme ediyor
Die Verwandtschaft mit anderen Sprachen ist unübersehbar.
Diğer dillerle akrabalığı tam olarak bilinmiyor.
Er hechelte die Verwandtschaft durch.
O, akrabalık bağını kopardı.
Oft sind Freunde einem näher als die Verwandtschaft.
Bazen dostlar akrabalardan daha yakın olurlar.
Oder ihm die Verwandtschaft reinredete.
Ya da onu kendisine akraba yapar.
Man sieht vielleicht die Verwandtschaft.
Yine de akrabalıklar görülebilir.
Woher die Verwandtschaft stammt, weiß ich nicht.
Yakınlıkları, akrabalıkları nereden geliyor bilmiyorum.
Vielleicht noch nicht einmal die Verwandtschaft.
Belki değiller akraba bile.
Deshalb geht die Verwandtschaft in Ordnung.
Akraba ilişkileri de düzene girer.
Mama will nur ein Foto für die Verwandtschaft.
Annen sadece akrabalar için hoş bir fotoğraf istedi.
Du musst nur die Verwandtschaft geltend machen!
Tek yapman gereken akrabalığı talep etmek!
Und ich erklärte ihnen die Verwandtschaft…:-.
Onu ben yakınlığı nedeni ile demiştim.
Ich hoffe, die Verwandtschaft weiß das zu schätzen.
Umarım yakınlarınız bunun kıymetini biliyordur.
Gelegentlich hilft die Verwandtschaft.
Ara sıra akrabalarımız yardımcı oluyor.
Die Verwandtschaft zwischen Zazaki und Persisch ist wiederum keine so enge.
Zazaca ile Farsça arasındaki akrabalık ise o kadar da yakın değil.
Schwesternsöhne werden die Verwandtschaft zerbrechen;
Ve‘ kız kardeş oğulları akrabalığı lekeleyecek.
Die Verwandtschaften aller Wesen derselben Klasse sind zuweilen in einem großen Baum dargestellt worden.
Aynı sınıftaki bütün yaratıkların ilgileri( hısımlıkları) bazen büyük bir ağaçla temsil edilmektedir.
Und das will die Verwandtschaft sehen.
Bunlardan biri de akraba hakkını gözetmektir.
Die Verwandtschaften aller Wesen einer Classe zu einander sind manchmal in Form eines grossen Baumes dargestellt worden.
Aynı sınıftaki bütün yaratıkların ilgileri( hısımlıkları) bazen büyük bir ağaçla temsil edilmektedir.
Ich frage mich, warum die Verwandtschaft genannt werden sollte?
Neden akraba denilen şey benim umrumda değil?
Die die Verwandtschaft zwischen den oben genannten Bürgern bescheinigen, die eine Aufenthaltserlaubnis in der Wohnung erhalten;
Dairede oturma izni alacak olan yukarıdaki vatandaşlar arasındaki akrabalıkları belgeleyen bildiri;
Mein genetischer Test, der 90%ig sicher ist, bestätigt mir die Verwandtschaft zwischen Jean… und ihrer Schwiegermutter, Suzanne Drillon.
Doğruluk derecesi ile bir genetik test yaptım. Teste göre ceset ile kayınvalideniz Suzanne Drillon arasında genetik bir bağlantı var.
Durch die Anordnung von Verwandten auf dem Diagramm kann man den Grad der Verwandtschaft bestimmter Leute verstehen.
Akrabaların şema üzerinde düzenlenmesiyle, belli insanların akrabalık derecesini anlayabiliriz.
Ein Gefühl der Verwandtschaft.
Bir duygu akrabalığı.
Anthropology der Verwandtschaft.
Antropolojisi akrabalık.
Mr. L. H. Morgan kommt in seiner interessanten Abhandlung über das classificatorische System der Verwandtschaften Proceed.
Bunlar L. H. Morganın anlatışına göre'' sınıflandırmacı( classificatory) akrabalık sistemiyle ilgilidir.
Sonuçlar: 539, Zaman: 0.0396

Kelime çeviri

En çok sorulan sözlük sorguları

Almanca - Turkce