GETRUNKEN ne Demek Turkce - Turkce Çeviri

• içtim
• sarhoş
• içilir
• içerdim
• içiyor
• alkol
• içki
• içerler
• içtin
• içti
• içtik
• içerdi
• içer

Getrunken Almanca kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri

Zu viel getrunken.
Çok içtim.

Getrunken wird auch nicht, Jen.
Sarhoş olmak da yok Jen.

Apfelsaft getrunken.
Elma suyu içiyor.

Ich hätte an Ihrer Stelle lieber ein Bier getrunken!
Yerinde olsam önce bir bira içerdim.

Kevin hat getrunken.
Kevin alkol almış.

Ich habe alles gegessen und das ganze Wasser getrunken.
Bulduğum tüm gıdaları yedim, tüm suyu içtim.

Zu viel getrunken.
Haddinden fazla içtim.

Ich habe geschlafen und Wasser getrunken.
Uyudum ve su içtim.

Ich habe getrunken, Lo.
Ben sarhoş oldum Lo.

In dem Alter habe ich Wodka getrunken.
Ben onun yaşındayken votka içerdim.

Wie wirklich getrunken werden?
Mesela gerçekten sarhoş olmak gibi?

Ich habe genau so viele Biere wie Sie getrunken.
Ben de en az senin kadar bira içtim.

Ich habe nicht geraucht, nicht getrunken und drei Pfund abgenommen.
Sigara yoktu, içki yoktu… Üstelik kilo da verdim.

Ich habe Ihnen drei bestellt, aber selbst getrunken.
Sana üç tane ısmarlamıştım ama hepsini içtim.

Den Drogentest. Wasser im Auto getrunken, hinter uns bringen.
Uyuşturucu testi. Arabada bunun için üç şişe su içtim.

Heute habe ich meine Regeln gebrochen und Wodka getrunken.
Bugün, kurallarımı çiğnedim ve votka içtim.

Vermischt, getrunken.
Karıştırılıp. içilir.

Heute habe ich meine Regeln gebrochen und Wodka getrunken.
Bugün kuralları kırdım ve biraz votka içtim.

Oder ungesüßt getrunken werden.
Yahut gafletle sarhoş olur.

Harcourt Fenton Mudd, du hast zu viel gegessen und getrunken.
Harcourt Fenton Mudd, çok içiyor, çok yiyorsun.

Und dann seinen Scotch getrunken. Ich hätte ihm zuerst in den Arsch getreten.
Önce onun kıçını tekmeler, sonra viskisini içerdim.

Ich habe zu viel getrunken.
Galiba fazla içtim.

Weil wenn er die Milch getrunken hätte, wüsste er, dass er eine Laktoseintoleranz hat.
Çünkü sütü içiyor olsaydı laktoz intoleransı olduğunu bilirdi.

Im Garten Kaffee getrunken.
Bahçede kahve içerler.

Er wird nur zu besonderen Anlässen heraus geholt und getrunken.
Için ancak özel kutlamalarda patlatılıp içilir.

Gestern Abend hab ich was getrunken und die Frauenprodukte ausprobiert.
Sarhoş oldum, ve pembe kutudaki ürünleri denedim.- Denemedin.

Der Franzose hatte getrunken.
Fransız içki söyledi.

Der fertige Wiesenklee-Aufguss wird anschließend über den Tag verteilt getrunken.
Bal eridikten sonra hazırlanan karışım gün boyu içilir.

Am 1. Mai wird traditionell gewandert, getrunken- und demonstriert.
Mayısta geleneksel olarak piknik düzenler, yerler ve içerler.

Ich hätte ihm zuerst in den Arsch getreten und dann seinen Scotch getrunken.
Gerçekten. Önce onun kıçını tekmeler, sonra viskisini içerdim.