POLARISIERUNG ne Demek Turkce - Turkce Çeviri S

Isim
kutuplaşma
polar
pol
arktische
der arktis
polarität
südpol
kutuplaşmanın
polar
pol
arktische
der arktis
polarität
südpol
kutuplaşmayı
polar
pol
arktische
der arktis
polarität
südpol
kutuplaşması
polar
pol
arktische
der arktis
polarität
südpol
Sorguyu reddet

Polarisierung Almanca kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Programming category close
  • Computer category close
Die Polarisierung steigt.
Kutuplaşma yükselir.
Erschöpfung der Ressourcen. Polarisierung der Gesellschaft.
Kaynakların tükenmesi. Toplumun kutuplaşması.
Polarisierung der Gesellschaft.
Toplumun kutuplaşması.
Dies wird mehr Protest und mehr Polarisierung auslösen.
Bu daha fazla protesto ve kutuplaşmayı canlandıracak.
Polarisierung nimmt in der ganzen Welt zu.
Kutuplaşma tüm dünyada gittikçe artıyor.
Die private und politische Polarisierung ist auf einem 20-Jahres-Hoch.
Kişisel ve siyasi kutuplaşma 20 yıldır olmadığı kadar yüksek.
Polarisierung wird USA nach der Wahl lähmen.
Kutuplaşma ABDyi seçimlerden sonra felç edecek.
Da zeige ich, wie die Polarisierung unter den Parteien entstand.
Bu durum, partiler arasındaki kutuplaşmanın azalması olarak yorumlanmıştır.
Die Deutsche Islam Konferenz will gesellschaftlicher Polarisierung vorbeugen.
Alman İslam Konferansı toplumsal kutuplaşmayı önlemek istiyor.
Die Polarisierung ist in unserer politischen Elite am stärksten.
Kutuplaşma siyasi elitlerde en güçlüdür.
Es gibt heute auf der Welt zu viel Sensationssucht,Falschinformation und Polarisierung.
Bugün dünyada çok fazla sansasyon,yanlış bilgi ve kutuplaşma var.
Die Polarisierung auf politischer Ebene in Venezuela ist offensichtlich.
Politik kutuplaşma Venezuella oldukça açık.
Die Populisten wollen so zweifellos die Polarisierung der Schweiz vollenden.“.
Popülistler bu şekilde İsviçrenin kutuplaşması hamlesini tamamlamak niyetinde.”.
Hinzu kommen die Polarisierung des Landes und die wirtschaftliche Instabilität.“.
Ülkedeki kutuplaşma ve ekonomik istikrarsızlık da cabası.”.
Dritter Schwerpunkt ist die Prävention von Extremismus, Radikalisierung und gesellschaftlicher Polarisierung.
Aşırılığın, Radikalizmin ve Toplumsal Kutuplaşmanın Önlenmesi.
Die Polarisierung, die wir heute in unserem Kongress erleben, hat viele Quellen.
Bugün Kongremizde gördüğümüz kutuplaşmanın birçok kaynağı var.
Beginnen Sie mit dem Offensichtlichen: Polarisierung ist die politische Distanz zwischen Partisanen.
Açıkça başlayın: Kutuplaşma, partizanları ayıran politik mesafedir.
Polarisierung des Arbeitsmarkts und Arbeitsplatzqualität in der Krise:„European Jobs Monitor“ 2013.
Krizde istihdamda kutuplaşma ve iş kalitesi: Avrupa İş Monitörü 2013.
Denken Sie an die Norweger, die zur gleichen Zeit wie die Deutschen extreme Polarisierung erlebten.
Almanlarla aynı zamanda aşırı kutuplaşma yaşayan Norveçlileri de düşünün.
Wir können Stress und Polarisierung in unseren städtischen Lebensräumen verringern.
Kentsel yaşam alanlarındaki stresi ve kutuplaşmayı azaltabiliriz.
Themenschwerpunkt III:"Prävention von Extremismus,Radikalisierung und gesellschaftlicher Polarisierung".
Ana başlık III:'' Aşırılığın,Radikalleşmenin ve Toplumsal Kutuplaşmanın Önlenmesi''.
Eine Nation die von vielen Formen der Teilung und Polarisierung betroffen ist, wird scheitern!
Bölünme ve kutuplaşmanın birçok şeklinin sardığı bir ülke, başarısız olmaya mahkumdur!
Themenschwerpunkt III:„Prävention von Extremismus,Radikalisierung und gesellschaftlicher Polarisierung“.
Ağırlıklı Konu III:“ Aşırılığın,Radikalleşmenin ve Toplumsal Kutuplaşmanın Önlenmesi”.
Ist diese Polarisierung sehr effizient, um Leute online zu halten. Aber betrachtet man die Verweildauer.
Ama izlenme süresi açısından bakarsak bu kutuplaşma insanları çevrim içi tutmakta çok etkili.
Viele Probleme, die wir diskutieren, wie politische Polarisierung, gibt es in Massen im Kabelfernsehen.
Siyasi kutuplaşma çerçevesinde tartıştığımız sorunların çoğu kablolu televizyonda da bolca mevcut.
Diese Definition der Polarisierung betrifft, wie viele Beamte der Partei„gemäßigte“ oder Brückenbauer sind.
Bu kutuplaşma tanımı, partilerin kaç tanesinin“ ılımlı” veya köprü kurucuları olduğu ile ilgilidir.
Möglicherweise wird bereits die gegenwärtige iranisch-irakische Konfrontation diese Polarisierung verschärfen.“.
Halihazırdaki İran-Irak çatışmasının bu kutuplaşmayı daha da derinleştirmesi olanaklıdır.”.
Die Polarisierung von Individuen, Denk- und Glaubenssystemen, Lebensstilen und Prioritäten wird heutzutage besonders stark.
Bireylerin kutuplaşması, düşünce ve inanç sistemleri, yaşam tarzları ve öncelikleri, bugünlerde özellikle keskinleşiyor.
Anstelle des versprochenen Wohlstands bekamen wir Deindustrialisierung, Polarisierung und eine schrumpfende Mittelschicht.
Vaat edilen refah yerine, sanayileşme, kutuplaşma ve küçülen bir orta sınıf elde ettik.
Rassendiskriminierung oder politische Polarisierung Reduzierung wird nicht leichter oder schwerer als Kooperationsmuster zu verändern.
Irk ayrımcılığını veya politik kutuplaşmayı azaltmak, değişen işbirliği modellerinden daha kolay veya daha zor olmayacak.
Sonuçlar: 76, Zaman: 0.1641
S

Polarisierung eşanlamlıları

En çok sorulan sözlük sorguları

Almanca - Turkce