RIESIGES PROBLEM ne Demek Turkce - Turkce Çeviri

• büyük bir sorun
• büyük bir problem
• büyük bir sorunum

Riesiges problem Almanca kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri

Das ist ein riesiges Problem.
Bu büyük bir problem.

Ein riesiges Problem, ein Wirtschaftsverbrechen.
Büyük bir sorundur. Ekonomik bir suçtur.

Für David ein riesiges Problem.
Deivid büyük sorun!

Ein riesiges Problem, ja.
Çok büyük bir sorun evet.

Jetzt hast du ein riesiges Problem.
Başınızı büyük bir dert aldınız.

Ich hab ein riesiges Problem, weil du nicht lieferst, was mir versprochen hast.
Sözünü tutmadığın için büyük bir sorunum var.

Wir haben ein riesiges Problem.
Devasa bir problemimiz var.

Wenn Sie nur wollen, No-Limit Texas Hold'em zu spielen, ist dies nicht ein riesiges Problem.
Eğer sadece No-Limit Texas Holdem oynamak istiyorsanız bu büyük bir mesele değildir.

Das ist ein riesiges Problem.
Bu çok büyük bir sorun.

Das war ein riesiges Problem, denn was sollte alle Gärten und das lokale Obst und Gemüse bestäuben?
Bu, büyük bir sorun çünkü bahçelere ve yerel ürünlere polen hangi şekilde yayılacak?

Lee, ich hab'n riesiges Problem.
Lee, büyük bir sorunum var.

Es ist ein riesiges Problem, und die medizinische Gemeinschaft macht einen schlechten Job, es zu lösen.".
Bu muazzam bir problem ve tıbbi topluluk bunu çözmekte kötü bir iş yapıyor.”.

Wir haben ein riesiges Problem.
Çok büyük bir sorunumuz var.

Und plötzlich erklärte ihm der Mann, dass der ganze Widerstand ein riesiges Problem hatte.
Birden adam şunu açıklamaya çalıştı gerçekte tüm Direnişçilerin büyük bir problemi vardı: en gözde uzmanlar bile.

Er hat ein riesiges Problem.
Büyük bir sorunu var da ondan.

Dies ist ein riesiges Problem, denn es bedeutet, dass ein und das selbe Bild eine unendliche Anzahl an möglichen Quellen in der realen Welt haben könnte.
Bu büyük bir problem çünkü bu, aynı görüntün sonsuz sayıda gerçek kaynağı olabileceği anlamına geliyor.

Terry hat ein riesiges Problem.
Terrynin çok büyük problemi var.

Wenn man als Kind nur so mit Essen in Berührung kommt und den Umgang damit erfährt, wunden es nicht, dass das ein riesiges Problem in den USA ist.
Ve eğer büyüme çağında bir çocuk isen ve bunlar senin yiyeceğin ne olduğu ile ilgili tek tecrüben ise, bu ülkede bu kadar büyük bir problemin olması hiç de şaşırtıcı değil.

Das ist ein riesiges Problem, ich weiß.
İşte büyük bir sorun bu.

Dies ist für den Westen ein riesiges Problem.
Bu, Batı için büyük bir sorun.

Das ist ein riesiges Problem für diese Leute.
Bu durum onlar için çok büyük bir sorun.

Dieses Mädchen hat ein riesiges Problem.
Bu Kızın Büyük Bir Sorunu Var→.

Das ist seit vielen Jahren ein riesiges Problem, im Prinzip seit den späten 80ern mit dem Erscheinen der Varroamilbe, die viele verschiedene Viren, Bakterien und Pilzkrankheiten mit sich brachte.
Bu, 1980lerin sonundan bu yana bir tür parazitin çok çeşitli virüsler, bakteriler ve mantar hastalıklarını getirmesiyle çok büyük bir problem haline geldi.

Wo sind Sie? Ich habe ein riesiges Problem.
Büyük bir sorunum var. Neredesin?

Niemand will Dicke beschämen, und jeder soll sich in seinem Körper wohlfühlen, aber diese Wohlfühl-Bewegung führt dazu, dass wir uns wohlfühlen, krank zu sein. Und das ist ein riesiges Problem.
Kimse kilosundan utanmak istemez ve herkesin vücuduyla barışık olmasını isteriz fakat vücutlarımızla barışık olma akımı bizi hasta olmayla da barışık yapıyor ve bu büyük bir sorun.

Unser Bildungssystem hat ein riesiges Problem".
Eğitim sisteminin büyük sorunları var''.

Gehen wäre dann für uns ein riesiges Problem, wir hätten sehr plumpe und unbewegliche Körper.
Yürümek büyük bir sorun haline gelecek, son derece hantal ve hareketsiz bir bedenimiz olacaktı.

Jetzt mal im Ernst, wir haben ein riesiges Problem.
Ciddiyim. Büyük bir problemimiz var.

Und plötzlich erklärte ihm der Mann, dass der ganze Widerstand ein riesiges Problem hatte: Nicht einmal die berühmtesten Experten schafften es, eine Tinte zu entfernen, die als unlöschbar galt, die blaue"Waterman"-Tinte.
Birden adam şunu açıklamaya çalıştı gerçekte tüm Direnişçilerin büyük bir problemi vardı: en gözde uzmanlar bile'' silinemez'' denilen'' Waterman'' mavi mürekkep lekesini beyazlatmayı başaramıyorlardı.

Es war zwar klein, aber nicht ein riesiges Problem.
Bunlar küçük ama yine de büyük bir sorun değildi.