EXPERIMENTER ne Demek Turkce - Turkce Çeviri

• deneyci

Experimenter Ingilizce kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri

Mr. Experimenter, I solved X problems.
Deneyci Bey, ben X tane soru çözdüm.

A third of the people, when they finished shredding the piece of paper, they came to us and said,"Mr Experimenter, I solved X problems. Give me X tokens.
Te 1i kağıdı parçaladıktan sonra bize gelip dediler ki,'' Deneyci Bey, ben X tane soru çözdüm. Bana X tane jeton verin.

The experimenters tighten their control.
Araştırmacılar kontrollerini sıklaştırır.

Participants could generate their own triples and the experimenter told them whether or not each triple conformed to the rule.
Katılımcılar kendi oluşturdukları sayı üçlülerini deneyi yapana söyleyecek ve onun kurala uyup uymadığını söylemesine göre kuralı tespit edeceklerdi.

The experimenters, they wouldn't let anything happen.
Deneyi yapanlar bir şey olmasına izin vermez.

A third of the people we passed it to, they shredded it, they came to us and said,"Mr. Experimenter, I solved X problems. Give me X dollars.
Te 1ine kağıtları verdik ve onlar bu kağıtları parçaladılar, bize gelip dediler ki,'' Deneyci Bey, ben X tane soru çözdüm. Bana X dolar verin.

The experimenter says,"Don't worry, I will be responsible.
Deneyci diyor ki'' Merak etme, ben sorumluyum.

If she has a bad run, and her score isn't good, she will come and reach up and tap on the glass-- because she can't see the experimenter-- which is asking to have another go.
Eğer serisi kötüyse ve puanı iyi değilse, gelir ve uzanıp cama tıklar- çünkü bir kere daha yapmasını isteyen deneyciyi göremiyor.

The experimenters, they wouldn't let anything happen.
Deneyi yapanlar bize bir şey olmasına izin vermeyecektir.

And I refuse to endorse an unfair system. are clearly in violation of the rules set up Mr. Correctional Officer, the guard and the experimenters for this experiment.
Ve ben de böyle adaletsiz bir sistemi desteklemiyorum. Bay Hapishane Memuru, gardiyanlar ve deneyi yapanlar… deney için koyulan kuralları… açıkça ihlal ediyorlar.

And the experimenter said,"If you have finished everything, go home.
Ve deneyci,'' Herşeyi bitirdiysen, gidebilirsin'' dedi.

Image transmission through tubes was demonstrated independently by the radio experimenter Clarence Hansell and the television pioneer John Logie Baird in the 1920s.
Tüpler aracılığıyla görüntü iletimi birbirinden bağımsız olarak radyo deneycisi Clarence Hansell ve televizyonun öncüsü John Logie Baird tarafından 1920lerde kanıtlandı.

The experimenters gave different amounts of the drug to everyone who participated in the experiment.
Deneyi yapanlar deneye katılan herkese farklı miktarlarda ilaç verdiler.

My mom was one of the great kitchen experimenters-- Japanese soup, Italian pasta, a terrific Basque stew.
Annemin mutfak deneyleri bir harikadır, Japon çorbası, İtalyan makarnası, harika Bask yahnisi.

Experimenters must explain these phenomena as consequences of the wave nature of light.
Deneyi yapan kişiler bu durumu ışığın doğal yapısının sonuçlarını kullanarak açıklamak zorundadırlar.

A game in which you give people money, and then, on each round of the game, they can put money into a common pot, and then the experimenter doubles what's in there, and then it's all divided among the players.
Oyunda insanlara para veriliyor ve sonra oyunun her aşamasında onlar ortak bir kaba para koyuyorlar ve sonra deneyi yapan oradaki parayı iki katına çıkartıyor, ve sonra hepsi oyuncular arasında bölüşülüyor.

In the third condition, the experimenter got the sheet of paper, and put it directly into a shredder.
Üçüncü şartlandırmada deneyci sayfayı alıp doğrudan kağıt imha makinesine koydu.

In their study, Brown and McNeill read out definitions of rare words to the study participants and asked them to name the object being defined, and the target word was later read by the experimenter.
Brown ve McNeill çalışmalarında, katılımcılara nadir kelimelerin tanımlarını sesli bir şekilde okumuş ve onlardan tanımlanan nesneyi adlandırmalarını istemiş, daha sonra hedef kelime deneyi yapan kişi tarafından okunmuştur.

They were industrialists, experimenters and natural philosophers who all shared a love of practical knowledge.
Sanayici, deneyci ve doğa filozofu olan bu kişiler pratik bilgiye karşı ortak bir sevgi besliyordu.

Before the box is opened, the cat, by nature of its being alive or dead, has information about the state of the apparatus(the atom has either decayed or not decayed); but the experimenter does not have information about the state of the box contents.
Kutu açılmadan önce doğası gereği canlı ya da ölü olması gereken kedi deney aletleri hakkında gerekli bilgiye sahiptir ama deneyci kutunun durumu hakkında bilgi sahibi değildir.

The experimenters concluded that there was a positive relation between the mirth response and the degree of comprehension.
Deneyin sonuçları, döndürmenin derecesiyle tepki verme zamanı arasında doğrusal bir ilişki olduğunu gösterdi.

This is particularly interesting, because the global structure of this CPW solution is quite different from that of the Kerr geometry, and in principle, an experimenter could hope to study the geometry of(the outer portion of) the Kerr interior by arranging the collision of two suitable gravitational plane waves.
Bu CPW çözümün küresel yapı Kerr vakum o oldukça farklı ve prensipte, bir deneyci çarpışmasını düzenleyerek Kerr iç( dış kısmının) geometrisini incelemek için umut olabilir, çünkü bu, özellikle ilginçtir iki uygun yerçekimsel dalgalar düzlem.

The experimenter today in the lab can make a measurement that affects the nature of reality as it was five billion years ago.
Bu gün bir deneyci labaratuarda 5 milyar yıl önceki gerçekliğin doğasını etkileyen bir ölçüm yapabilir.

Mr. Correctional Officer, the guard and the experimenters for this experiment, and I refuse to endorse an unfair system. are clearly in violation of the rules set up.
Ve ben de böyle adaletsiz bir sistemi desteklemiyorum. Bay Hapishane Memuru, gardiyanlar ve deneyi yapanlar… deney için koyulan kuralları… açıkça ihlal ediyorlar.

The experimenters tested pairs of faces that were either high in similarity or low in similarity, but the detection rate was no different between those conditions.
Araştırmacılar benzerlik oranı yüksek ve düşük çiftleri denediler, fakat değişimi belirleme oranı bu iki durumda farklılık göstermedi.

An example of when such approach would be necessary is a situation in which an experimenter bends a coin slightly and tosses it once, recording whether it comes up heads, and is then given the task of predicting the probability that the next flip comes up heads.
Böyle bir yaklaşıma ihtiyaç duyulacağının bir örneği, bir deneycinin bir parayı hafifçe büküp bir kez attığı bir durumdur ve sonra turanın gelip gelmediğini kayıt eder ve sonra bir sonraki atmada turanın gelme ihtimalini tahmin etme görevi verilir.

In its basic form, the experimenter gives the participant a word, and the participant responds with the first memory they think of associated with that word.
Temel olarak, araştırmacı katılımcıya bir kelime verir ve katılımcı bu kelimeyle ilişkilendirdiği ilk anısını anlatır.

A game in which you give people money, and then, on each round of the game, they can put money into a common pot, and then the experimenter doubles what's in there, and then it's all divided among the players. So it's a really nice analog for all sorts of environmental issues, where we're asking people to make a sacrifice and they themselves don't really benefit from their own sacrifice.
Oyunda insanlara para veriliyor ve sonra oyunun her aşamasında onlar ortak bir kaba para koyuyorlar ve sonra deneyi yapan oradaki parayı iki katına çıkartıyor, ve sonra hepsi oyuncular arasında bölüşülüyor. bu her türlü çevresel sorunlar için gerçekten güzel bir analoji bu gibi durumlarda insanlardan fedakarlık yapmalarını istiyoruz ve onlar yaptıkları fedakarlıktan gerçekte kendileri için bir fayda sağlamıyorlar.

The results help experimenters make predictions about what would happen in the real system if those similar changes were to occur.
Model simülasyonlarının sonuçları, araştırmacıların, değişen koşullara tepki olarak incelenen gerçek sistemde ne olacağı hakkında tahminlerde bulunmalarına yardımcı olur.

In discrimination experiments, the experimenter seeks to determine at what point the difference between two stimuli, such as two weights or two sounds, is detectable.
Ayrımcılık deneylerinde, deneyci iki uyaran arasındaki farkın hangi noktada gerçekleştiğini belirtmeye çalışır örneğin iki ağırlık veya iki ses saptanabilir.