Diriltecek Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri
{-}
-
Ecclesiastic
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Programming
-
Computer
Ölü yıldızları diriltecek.
Ölüleri diriltecek olan Allaha iman etmek asıl imandır.
Glauben an die Kraft Gottes, der ihn von den Toten auferweckt hat.Sen buradaysan bizi kim diriltecek?
Ölüleri ise Allah diriltecek, sonra Onun huzuruna çıkarılacaklardır. 36,70.
Göğüslerini ve tüm azizleri diriltecek kadar.
Bis deine Brüste Und alle Heiligen sich erheben.Combinations with other parts of speech
Isimlerle kullanım
Ölüleri ise Allah diriltecek, sonra Onun huzuruna çıkarılacaklardır. 36,70.
Die Toten aber wird Allah auferwecken. Hierauf werden sie zu Ihm zurückgebracht.Diyecekler ki:“ Kim bizi yeniden diriltecek olan?”.
O gün Allah onların hepsini diriltecek ve yaptıklarını kendilerine haber verecektir.
Allah burayı bu ölümünden sonra nasıl diriltecek?” dedi?
Er sagte:"Wie belebt ALLAH diese nach ihrem Tod?O gün Allah onların hepsini diriltecek ve yaptıklarını kendilerine haber verecektir.
Am Tag, da Allah sie alle auferwecken und ihnen kundtun wird, was sie getan haben.Sonra sizi öldürecek, sonra da sizi diriltecek.
Dann lässt Er euch sterben, dann macht Er euch wieder lebendig.Onlar:'' Bizi kim tekrar diriltecek?'' diyecekler?
Dann werden sie sagen:"Wer erweckt uns wieder?Sonra sizi öldürecek, sonra da sizi diriltecek.
Hierauf lsst Er euch sterben und dann macht Er euch wieder lebendig.Onlar:'' Bizi kim tekrar diriltecek?'' diyecekler?
Dann werden sie sagen:"Wer soll uns ins Leben zurückrufen?Şuarâ 81: Odur ki, beni öldürecek ve sonra beni diriltecek.
Und Der mich sterben lassen wird und mich dann wieder zum Leben zurückbringt.Allah ölüleri nasıl diriltecek? diye sordum?
Şuarâ 81: Odur ki, beni öldürecek ve sonra beni diriltecek.
Und(Er ist es,) Der mich sterben lassen wird und mich dann wieder zum Leben zurückbringt.Neredeyse bir uyku güzellik gibi, hafif çelik, o diriltecek'' öpücük'' için bekliyor dövme.
Fast wie ein Dornröschen, Stahl, Schmiedeeisen warten"kiss", die es beleben wird.Şuarâ 81: Odur ki, beni öldürecek ve sonra beni diriltecek.
Und Gün gelecek, Allah onların hepsini diriltecek ve kendilerine, dünyada her ne işlemişlerse tek tek bildirecektir.
Am Tag, da Gott sie alle auferweckt und ihnen kundtut, was sie getan haben.Durup onlara baktı ve“ Acaba ölümünden sonra Allah bunu nasıl diriltecek?” dedi.
Den Dächern verödet war, Er sagte:»Wie kann Gott diese wieder lebendig machen, nachdem sie.Gün gelecek, Allah onların hepsini diriltecek ve kendilerine, dünyada her ne işlemişlerse tek tek bildirecektir.
Am Tag, da Allah sie alle auferwecken und ihnen kundtun wird, was sie getan haben.Sizi diri tutan,sonra öldürecek, sonra da diriltecek olan Odur.
Und Er ist es, Der euch Ve yaradılışını unutarak bize örnekli bir soru yöneltti:'' Çürüdükten sonra kemikleri kim diriltecek?
Und er prägte Uns ein Gleichnis und vergaß seine Erschaffung, er sagte:"Wer belebt denn die Knochen, während sie etwas Verwestes sind?Ama şansına, sevgili dostun Prenses Tiabeaniede seni diriltecek güce sahip bir tılsım vardı.
Zum Glück hatte deine werte Freundin Prinzessin Tiabeanie ein Amulett mit der Macht, dich zurückzuholen.Nasıl yaratıldığını unutarak, bir de misâl fırlattı Bize:“ O çürümüş kemikleri kim diriltecek!” diye?
Und er prägte Uns ein Gleichnis und vergaß seine Erschaffung, er sagte:"Wer belebt denn die Knochen, während sie etwas Verwestes sind?De ki: Onları ilk defa yaratmış olan diriltecek. Çünkü O, her türlü yaratmayı gayet iyi bilir.
Sprich:"Er, Der O,( önce) size hayat veren, sonra sizi öldürecek,sonra yine diriltecek olandır.
Und Er ist es, Der euch Ölüleri diriltecek Biziz. Yaptıkları her şeyi ve bütün izlerini bir bir kaydeden Biziz. Velhasıl her bir şeyi, apaçık bir kitapta sayıp döken Biziz.
Wir sind es, Die die Toten beleben, und Wir schreiben das auf, was sie begehen, zugleich mit dem, was sie zurücklassen; und alle Dinge haben Wir in einem deutlichen Buch verzeichnet.Size hayatı veren de Odur.Sizi müteakiben öldürecek ve tekrar diriltecek olan da Odur.
Und Er ist es, Der euch 
