GÖZLEM YAPMAK ne Demek Almanca - Almanca Çeviri

• Beobachtung
• beobachten

Gözlem yapmak Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri

Gözlem yapmak.
(1) Mache eine Beobachtung.

Dinamik gözlem yapmak;
Durchführung dynamischer Beobachtung;

Gözlem yapmak dışında.
Außer mit Beobachten.

Açık alanda gözlem yapmak çok zor olacak.
Es wird schwierig, sie im offenen Gelände zu überwachen.

Gözlem yapmak istiyorum.
Ich möchte beobachten.

Kişi özgürlükten yoksunluğu fark etmeye, gözlem yapmakla başlar.
Durch Beobachtung beginnt man den Mangel an Freiheit zu entdecken.

Gözlem yapmak dışında.
Beobachtung ausgenommen.

Müdür gözlem yapmak için geliyor.
Manager fährt zur Beobachtung.

Gözlem yapmak istedim.
Lch wollte es beobachten.

Bazıları gözlem yapmak için onu orada tutmak istemişti.
Man wollte ihn zur Beobachtung da behalten.

Gözlem yapmak dışında.
Nichts außer der Beobachtung.

Görevleri gözlem yapmak ve rapor vermekti.
Ihre Mission war es, zu beobachten und zu berichten.

Gözlem yapmak onların içinde vardır.
Beobachtung in ihnen steckt.

Harika. Gözlem yapmak için benden yetki aldın.
Gut. ich genehmige die Überwachung.

Gözlem yapmak için bir yeteneğim var.
Ich hab ein Talent für Beobachtungen.

Doğrudan gözlem yapmaktan kaçındı çünkü ilham kaynağı içeriden geldi.
Er vermied direkte Beobachtung, weil seine Inspiration von innen kam.

Yardım etmek, gözlem yapmak, eski günler hakkında konuşmak isterseniz başımın üzerinde yeriniz var ama bu onlardan biri değil.
Sie dürfen gerne assistieren, beobachten, über die guten alten Zeiten jammern, aber das ist nichts davon.

Gözlem yapmaya devam etme kararı aldım.
Ich beschloss, weiter zu beobachten.

Böyle durumlarda gözlem yapmayı severim.
Ich liebe es, sie in solchen Situationen zu beobachten.

Sistematik şekilde gözlemler yapmak.
Systematisch zu beobachten.

Galiba bundan sonrasında sadece gözlem yapman daha iyi olacak.
Am besten beobachten Sie das Ganze ab sofort nur noch.

Soru sormak yerine gözlem yapmayı tercih ederim.
Ich beobachte lieber, als zu fragen.

Stevensın sadece gözlem yaptığından emin ol.
Sie stellen sicher, dass Stevens nur zusieht.

Stevensın sadece gözlem yaptığından emin ol. Meredith mi?
Sie stellen sicher, dass Stevens nur zusieht.

Onun kursunda gözlemler yapmak ve sonunda- argümanlar ve sonuçlar.
In seinem Kurs, um Beobachtungen durchzuführen, und am Ende- die Argumente und Schlussfolgerungen.

Gözlem yapmayı çok seven bir insanım.
Ich bin ein Mensch, der gerne beobachtet.

Gözlem yapmayı çok seven birisiyim.
Ich bin jemand, der gerne beobachtet.

Bugün sadece ameliyatlarda gözlem yapıyorum ve zamanımı en iyi şekilde kullanmaya çalışıyorum.
Ich beobachte heute nur Operationen, und ich versuche meine Zeit auszunutzen.

Bu da gözlem yapmayı zorlaştırır.
Auch das erschwert die Beobachtung.

Gözlem yapma yeteneği en üst seviyededir.
Die Fähigkeit zu beobachten ist im höchsten Niveau.