Sörf yapmaya Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Programming
-
Computer
Sörf yapmaya gidiyorum.
Lütfen sörf yapmaya gitme.
Bitte geh nicht surfen.Sörf yapmaya gideceğim.
Ich gehe surfen.Yüzmeye ve sörf yapmaya bayılırım.
Ich segle und surfe gerne.Sörf yapmaya gidiyoruz.
Wir gehen surfen.Combinations with other parts of speech
Isimlerle kullanım
yaptın sen
bir şey yapmakyapmak zorunda
yatırım yapmakher şeyi yaptımyemek yapmakşaka yapmıyorumbenim yaptığımıyaptığın şey
alışveriş yapmak
Daha
Ella neden sörf yapmaya gitmiyorsun?
Warum sollen sie nicht surfen gehen?Sörf yapmaya gidelim.
Lass uns surfen gehen.Bu kaykay yapmaktan çok sörf yapmaya benzedi.
Es ist wie Surfen.Sörf yapmaya gidiyoruz.''.
Gehen wir surfen.“.Paten yapmaktan çok sörf yapmaya benziyor. Bazen.
Es ist wie Surfen. Manchmal.Ve sörf yapmaya gittiler.
Und sie gingen Surfen.Bazen. Paten yapmaktan çok sörf yapmaya benziyor.
Es ist wie Surfen. Manchmal.Sörf yapmaya gitmeliyiz.
Wir sollten surfen gehen.Bu yüzden, 40 yaşında sörf yapmaya başladım!
Ich fing an zu surfen, als ich einundvierzig war!Sörf yapmaya hazır mısın?
Bereit, surfen zu gehen?Kazanmaya değil, sörf yapmaya geldim.
Ich kam nicht Sörf yapmaya gidiyoruz.''.
Ich gehe jetzt surfen'.".Sonra ben yatıncaya kadar internette sörf yapmaya.
Wir surfen im Internet, bis Biraz sörf yapmaya gidiyorum.
Ich geh noch eben surfen.O parayla, diğer iş ilişkin şüphelenmeden… beni Baliye sörf yapmaya götüreceksin.
Es am wenigsten erwartet. Du wirst dieses Geld verwenden, um mich zum Surfen nach Bali mitzunehmen.Sörf yapmaya gitmek ister misin?
Willst du surfen gehen?Belki de o bir yerlerde sörf yapmaya uğramıştır.
Vielleicht hat er einfach, irgendwo angehalten um zu surfen.Sörf yapmaya bile vaktimiz olur.
Bleibt noch Zeit zum Surfen.Şnorkelle dalış veya sörf yapmaya hiç katılmamışsanız- sorun yok!
Wenn Sie sich nie verlobt haben beim Tauchen, Schnorcheln oder surfen- kein problem!Sörf yapmaya gideceğim.- Selam.- Selam.
Hey. Ich gehe surfen.- Hey.Çocukları severim. Tek istediğim sörf yapmaya götürebileceğim küçük bir çocuktu!
Ich wollte ein Kind, einen kleinen Sohn, mit dem ich hätte zum Surfen gehen können!Sörf yapmaya on yaşında falan başladım.
Ich begann mit circa zehn Jahren zu surfen.Artık sörf yapmaya gidebilirsin.
Nun kannst du surfen gehen.Tomu sörf yapmaya çalışması için ikna etmeye çalışıyordum ama.
Ich versuche, Tom zum Surfen zu überreden, aber.Beraber sörf yapmaya gideceğiz.
Wir wollten zusammen surfen gehen.
