Sebepsiz yere Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Programming
-
Computer
Sebepsiz yere değildi.
Er war nicht unprovoziert.Hayvanlar sebepsiz yere saldırmaz.
Tiere greifen nicht grundlos an.Sebepsiz yere bize saldırdı.
Er hat uns unprovoziert angegriffen.Bu insanlar sebepsiz yere öldü!
Diese Leute sind grundlos gestorben!Sebepsiz yere yeterince insan öldü.
Genug Leute sind grundlos gestorben.Combinations with other parts of speech
Sıfatlarla kullanım
başka bir yereaynı yerdeherhangi bir yerdeher yeridoğru yereboş yerekaranlık bir yerdediğer yerlerdeneredeyse her yerdeturistik yerleri
Daha
Bugün bana sebepsiz yere kızdın.
Du bist heute grundlos sauer auf mich.Sebepsiz yere o hemşireye saldırdı.
Sie hat die Schwester grundlos angegriffen.Bu insanlar sebepsiz yere öldüler!
Diese Leute sind grundlos gestorben!Sebepsiz yere saldırdı bize. Adamın biri.
Da war ein Mann. Er hat uns unprovoziert angegriffen.Kimse kimseden sebepsiz yere nefret etmez.
Niemand hasst jemanden grundlos.Sebepsiz yere ölmek zorunda kalması çok acı.
Ein Jammer, dass er völlig grundlos sterben musste.Ev sahibim beni sebepsiz yere kovdu.
Mein Haus-Mann warf mich grundlos raus.Burada sebepsiz yere seni hapse atacak polisler var.
Manche Bullen hier sperren dich grundlos ein.Kesin şunu! Bu insanlar sebepsiz yere öldü!
Diese Leute sind grundlos gestorben!Birini sebepsiz yere öldürmek--.
Jemanden grundlos opfern.İki küçük uzaylı beni sebepsiz yere küçülttü.
Zwei Aliens haben mich grundlos geschrumpft.Sana sebepsiz yere vurdum.
Ich hab dich grundlos geschlagen.Yani Kyle hiç tanımadığı birini sebepsiz yere öldürdü.
Kyle tötete grundlos jemanden, den er nicht kannte.Bize sebepsiz yere saldırdı.
Er hat uns angegriffen. Unprovoziert.Yani Kyle daha önce tanımadığı birini sebepsiz yere öldürdü.
Kyle tötete grundlos jemanden, den er nicht kannte.Beni sebepsiz yere terk ettiniz.
Ihr habt mich grundlos abserviert.Sen hayatın boyunca hiç sebepsiz yere konuşmamışsındır.
Sie haben noch nie in Ihrem Leben grundlos geredet.Bizi sebepsiz yere dövdüler.
Sie haben uns grundlos zusammengeschlagen.Yaratıklar şimdiye kadar bize sebepsiz yere hiç saldırmadılar.
Die Wesen haben uns noch nie grundlos angegriffen.O da bana… sebepsiz yere dipçiğiyle vurunca oldu.
Als er mich grundlos mit dem Gewehrlauf schlug.- Das passierte.Bir keresinde Eğitim Çavuşu Cole sebepsiz yere penisimi yumrukladı.
Einmal boxte mir Drill Sergeant Cole grundlos in den Penis.Senin gibi biri sebepsiz yere birşey yapmaz.- Hiçbirşey.
Nichts. Ein Typ wie du macht nichts grundlos.Yaratıklar asla bize sebepsiz yere saldırmadılar.
Die Wesen haben uns noch nie grundlos angegriffen.Ne yani, şimdi sebepsiz yere kanalizasyonda mahsur mu kaldık?
Also sitzen wir grundlos in der Kanalisation?Seni olmakla suçlamak istemedim sebepsiz yere üç saat 53 dakika geç.
Wollte dir nicht grundlos vorwerfen, fast vier Stunden zu spät zu sein.
