Sorunludur Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Programming
-
Computer
Mayıs ayında deniz sorunludur.
Erdoğan: Bir ülkede halk bunalmış adalet çığlığı atıyorsa yargı sistemi sorunludur.
Ayrıntıları da sorunludur.
Teknik destek dolandırıcılığı gerçekten sorunludur.
Aile hayatı biraz sorunludur.
Combinations with other parts of speech
Sıfatlarla kullanım
ilgili sorunlarbazı sorunlarteknik sorunlarbüyük sorunlarciddi sorunlarabilinen sorunlaren büyük sorunlardanilgili bir sorunumpsikolojik sorunlarıtek sorunumuz
Daha
Yaşlı insanların çocukları her zaman sorunludur.
Boynumdan yukarısı biraz sorunludur, kabul.
Bir tarayıcı korsanı olarak sınıflandırılır,bu program son derece sorunludur.
Süt iki nedenden dolayı sorunludur.
Bununla birlikte başlangıç aşaması sorunludur.
Şeker kendi sebeplerinden dolayı sorunludur.
Bu teknik birkaç nedenden dolayı sorunludur.
Fakat dediğim gibi belki benimki sorunludur.
Çoğu ülkede bankacılık sistemi sorunludur.
Bu testler birçok nedenden ötürü sorunludur.
Uyuşturucu hakkında konuşursak,her şey sorunludur.
SweetIM arama, son derece tartışmalı ve sorunludur.
Ancak egzersiz büyük evrende oldukça sorunludur.
Ancak, bir Truva atı olan özellikle sorunludur.
Çocuğun allerjik döküntüsü özellikle sorunludur.
Fruktoz ve sorbitol gibi şekerler özellikle sorunludur.
Uyuşturucular hakkında konuşursak,o zaman her şey sorunludur.
Bu kurulumda olduğu gibi, fotoğrafçılık bazen sorunludur.
Bu tür numaraların bir listesini tanımlamak sorunludur.
Ancak modern yaşamda kabul gerginlik dolu ve sorunludur.
Elbette böyle bir yoldaşın kazanılması oldukça sorunludur.
İş Bankası ile CHP arasındaki ilişki ta en başından beri sorunludur.
Ancak bu renklenmenin esaret altında tutulması bazen sorunludur.
Trotskiyin çocuklarıyla olan ilişkisinin sunulma biçimi daha da sorunludur.
Bir adamın,… trene ihtiyacı varsa veseyahat etmeyecekse… o adam sorunludur.