TUTMASINA ne Demek Almanca - Almanca Çeviri

• zu halten
• zurückhält
• sie zu behalten

Tutmasına Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri

Seni tutmasına izin ver.
Erlaube ihr, Dich zu halten.

Bebeğin bir fırça tutmasına izin ver.
Lass Baby eine Bürste halten.

Onları tutmasına yardım ederim.
Ich helfe, sie aufzuhalten.

Ayrıca beni havuzda bebek gibi tutmasına izin vereceğim.
Und sie darf mich wie ein Baby im Pool halten.

O köpeği tutmasına neden izin verdin bilmem?
Warum darf er den Hund behalten?

Bu, temelde daha fazla kan tutmasına izin verir.
Dies erlaubt ihnen im Grunde, noch mehr Blut zu halten.

Bizi tutmasına izin mi vereceğiz?
Lassen wir zu, dass er uns festhält?

Lizin, vücudun kalsiyum tutmasına yardım edebilir.
Lysin kann Ihrem Körper helfen, das Kalzium zu halten.

Tüm pusunun başarısı, Bay Meeksin ağzını tutmasına bağlıydı.
Alles hing davon ab, dass Mr Meeks den Mund hielt.

Kimsenin tutmasına gerek yok.
Keiner muss ihn festhalten.

Tamam, bir de eşyalarını burada tutmasına izin verdim.
Okay, ich lasse ihn auch sein Zeug hier zwischenlagern.

Neden onu tutmasına izin veriyor ki?
Wieso durfte sie sie behalten?

Kruseun eski üyeleri bu kadar elinde tutmasına şaşırdım.
Ich bin überrascht, dass Kruse die Alten so fest im Griff hat.

Miralax, taburenin su tutmasına ve böylece yumuşamasına neden olur.
Miralax bewirkt, dass der Stuhl Wasser zurückhält und es dadurch erweicht.

Sodyum gibi nişasta da vücudunun su tutmasına yardım eder.
Wie Salz trägt Stärke dazu bei, dass dein Körper Wasser einlagert.

Toprağın su tutmasına yardım eder.
Dies hilft dem Boden behalten Wasser.

Ayağıma masaj yapmasına ve sinemaya gidince elimi tutmasına izin verdim.
Er durfte mir die Füße massieren und im Kino mit mir Händchen halten.

Toprağın su tutmasına yardım eder.
Es hilft dem Boden, das Wasser zu halten.

Snowfox Gps Telefonu, Ebeveynlerin Genç Çocuklarda Sekmeleri Tutmasına Yardımcı Olur.
Snowfox" GPS-Telefon hilft Eltern, Tabs auf junge Kinder zu halten.

Bir de sinemaya gittiğimizde elimi tutmasına izin verdim. Bana ayak masajı yapmasına izin verdim.
Doch. Er durfte mir die Füße massieren und im Kino mit mir Händchen halten.

Dengeli bir denge pozisyonu, 3 çift bacağı tutmasına yardımcı olur.
Eine stabile Gleichgewichtsposition hilft ihr, 3 Beinpaare zu halten.

Pederin, sürüsünü doğru yolda tutmasına ve Hope Countynin geri kalanına olanlara şahit olun.
Beobachte, wie der Vater seine Herde und den Rest von Hope County auf dem richtigen Weg hält.

Percynin bu yeni arkadaşının kimliğini gizli tutmasına… izin verilmiş.
Seines neuen Freundes strikt geheim halten. Percy darf die Identität.

Neden Yüce Varlıkın beni burada tutmasına izin veriyorum,… Sonsuz Karanlıkın Kalesinde?
Warum habe ich zugelassen, dass mich das Höchste Wesen hier… in der Festung der absoluten Finsternis fest hält?

Fazla çalışmadığımız bu kaloriler sabahları tutmasına izin vermez.
Diese Kalorien, die wir nicht viel gearbeitet haben, erlauben es nicht, den Morgen zu halten.

Başka bir deyişle, mordanlar malzemenin boyayı tutmasına ve rengini yoğunlaştırmasına yardımcı olur.
Mit anderen Worten: Beizen helfen Ihrem Material, den Farbstoff zu halten und die Farbe zu intensivieren.

Bu, nefes almak için yeterli alan bırakır ancak bir kişinin boynunu düz tutmasına izin verir.
Dies lässt genug Raum zum Atmen, aber erlaubt einer Person, ihren Hals gerade zu halten.

Bebeğinizin bir şeyleri ellemesine, tutmasına ve bırakmasına izin verin!
Lassen Sie Ihr Baby Gegenstände angreifen, festhalten und loslassen!

Yüksek drama, çekişme ve tatlı ironinin büyük anlarının bizi burada tutmasına gerek yok.
Die großen Momente von Dramatik, Streit und üppiger Ironie brauchen uns hier nicht aufzuhalten.

Sen de Robinle Barneynin o grubu tutmasına izin vermelisin.
Und du musst Robin und Barney eine Band engagieren lassen.