UMUTLU ne Demek Almanca - Almanca Çeviri

• hoffnungsvoll
• Hoffnung
• hoffen
• optimistisch
• hofft
• hoffnungsvolle
• hoffnungsvoller
• hoffnungsvollen
• Hoffnungen
• Hopeful

Umutlu Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri

İnsanlar umutlu.
Menschen hoffen.

Umutlu bir yaşam.
Ein Leben der Hoffnung.

Kaç kişi umutlu?
Wie viele hoffen?

Umutlu bir Pazar günü.
Hoffnung auf Sonntag.

Oldukça umutlu.
Ganz hoffnungsvoll.

Ve Umutlu, o da öldü.
Und Hopeful ist auch tot.

Doktorları umutlu.
Die Ärzte hoffen.

Umutlu bir romantiğim.
Hoffnungsvoll romantisch.

İkisi de umutlu.
Beide sind hoffnung.

Pek umutlu değildim.
Ich war nicht optimistisch.

Gençler umutlu.
Die Jugendliche hoffen.

Ben umutlu değilim?
Sollte ich hoffnungsvoll sein?

Bir çok yatırımcı umutlu.
Etliche Investoren hoffen.

Umutlu olmak bir harekettir.
Hoffnung ist Bewegung.

Cesur, dürüst, umutlu.
Mut, Rechtschaffenheit, Hoffnung.

Ve Umutlu, o da öldü.
Und Hopeful. Sie ist auch tot.

Yatırımcı 2013ten Umutlu.
Finanzinvestoren hoffen auf 2013.

Çok umutlu görünüyor.
Sie sieht so hoffnungsvoll aus.

Belediye başkanları umutlu.
Bürgermeister sind hoffnungsvoll.

Çok umutlu gözüküyor.
Sie sieht so hoffnungsvoll aus.

Yunanlılar Yeni Hükümetten Umutlu.
Griechen hoffen auf neue Regierung.

Çok umutlu hissediyorum.
Ich fühle mich so hoffnungsvoll.

Doktorlar pek umutlu değil.
Die Ärzte sind nicht sehr optimistisch.

Daha umutlu hissediyor musunuz?
Fühlst du dich hoffnungsvoller?

En azından yapım şirketi Sony umutlu.
Hofft zumindest die Plattenfirma Sony.

O yüzden umutlu olmakta haklıydın.
Deine Hoffnung war also berechtigt.

Umutlu olmak asla aptalca değildir.
Hoffnung zu haben ist niemals blöd.

Kendimi sorumlu ve umutlu hissediyorum.
Ich fühle mich verantwortlich und hoffnungsvoll.

Dünya genel olarak mutlu ve umutlu.
Weltbevölkerung überwiegend glücklich und optimistisch.

Bu bizim umutlu olmamıza yeterlidir.
Die Hoffnung darauf muss uns genügen.