YARALAMIŞ ne Demek Almanca - Almanca Çeviri S

Fiil
verletzt
incitmek
zarar
yaralamak
kırmak
üzmek
ihlal
canını yakmak
incinmesini
gücendirmek
verletzte
incitmek
zarar
yaralamak
kırmak
üzmek
ihlal
canını yakmak
incinmesini
gücendirmek

Yaralamış Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Programming category close
  • Computer category close
Kendi kendini yaralamış.
Selbstzugefügte Wunden.
İlk kurşun böbreğini, dalağını… ve bağırsağını yaralamış.
Der erste Schuss verletzte Niere, Milz und Dickdarm.
Taksiciyi de yaralamış.
Auch Taxifahrer verletzt.
Tonbalığı mayonez? Hayır, ama anlaşılan ağır yaralamış.
Nein, angeblich nur schwer verletzt. Thunfisch und Mayo?
Ev anahtarı ile yaralamış.
Mit Schlüssel verletzt.
Bayan Rodriguezi yaralamış olabileceğinin de farkında.
Dass er Mrs. Rodriguez hätte verletzen können.
Sanırım kendini yaralamış.
Ich glaube, er ist verletzt.
Bir başka çocuğu yaralamış ve bir memura ateş etmiş.
Der Junge verletzte einen anderen und schoss auf einen Polizisten.
Polisin parmağını yaralamış.
Polizist am Finger verletzt.
Seni derinden yaralamış olmalı.
Er muss Sie zutiefst verletzt haben.
Bacağını ve gözlerini yaralamış.
Er war am Bein und Auge verletzt.
Seni gerçekten yaralamış olabilirdim.
Ich könnte Sie wirklich verletzt haben.
Sonra Büyük Patron onu yaralamış.
Danach verletzte sie der Big Boss.
İki polisi yaralamış ve birini gizlediği bir bıçakla öldürmüş.
Er verletzte zwei Marshals und tötete einen mit einem Messer.
Silahı vardı, saldırganı yaralamış olabilir mi?
Könnte er den Täter mit seiner Waffe verletzt haben?
Yabancı mütecaviz şuradaki kavşakta bir bebeği yaralamış.
An der Kreuzung dort drüben verletzte der Eindringling ein Baby.
Kişi öldürmüş, yüzlercesini yaralamış. Lideri Halit Kelkal.
Acht Tote, hunderte Verwundete, angeführt von Khaled Kelkal.
Birisi beni yaralamış olmalıydı ya da kendi kendime elimi yaralamıştım..
Man musste mich verwundet haben oder ich hatte mich selbst an der Hand verletzt.
Bu, onu çocukluğunda bir hayli yaralamış olmalı.
Sie müssen in Ihrer Kindheit sehr verletzt worden sein.
Bir meydan okuma yüzünden kendini yaralamış. Kasabadaki iki çocuk internet ortamındaki.
Wegen einer Internet-Challenge geritzt haben. In der Stadt sollen sich zwei Kinder.
Ben yeni doğmuş bir çocuk olarak hangi gururu yaralamış olabilirdim?
Welche Eitelkeit konnte ich Neugeborenes verletzen?
Arkadaşlarını ve yoldaşlarını sık sık yaralamış veya öldürmüş insanlar görmüş olabilirsin.
Sie haben vielleicht verletzte oder getötete Menschen gesehen, oft Ihre Freunde und Kameraden.
Aralarından bazılarının şu anda kendi kendilerini öldürmüş ya da yaralamış olması olası.
Es ist möglich, dass einige von ihnen nun selbst getötet oder verletzt worden sind.
Etraf karanlık, düşüp kendini yaralamış olabilir?
Es ist Dunkel, vielleicht ist er hingefallen und verletzt?
Büyükbabam, iki kılıcı babama verilmeküzere kardeşime teslim ederken, Hideo onları alıp kardeşimi sırtından yaralamış ve omurgasını kesmiş.
Gerade als mein Großvater meinem Bruder die beiden Schwerter gab,um sie meinem Vater zu geben griff sie Hideo und verletzte ihn mit einem Schwert am Rücken direkt an der Wirbelsäule.
Yaralanmış olacağını sandım.
Ich glaube, er ist verletzt.
Kral ağır yaralanmış. Nerede bu doktor?
Der König ist schwer verletzt.
Elimi yaraladım biraz sadece.
Meine Hand ist irgendwie verletzt.
Başka yaralanan oldu mu?
Ist noch jemand verletzt?
Denizci yaralandı, biri öldü.
Sechs Marines verletzt, einer tot.
Sonuçlar: 30, Zaman: 0.0278

En çok sorulan sözlük sorguları

Turkce - Almanca