YAZMAKTIR ne Demek Almanca - Almanca Çeviri

• zu schreiben
• eingeben

Yazmaktır Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri

Yazmak yazmaktır.
Schreiben ist Schreiben.

Ana şey, nerede ve kimin için yazmaktır.
Die Hauptsache ist, wo und für wen zu schreiben.

Benim işim yazmaktır, konuşmak değildir.
Und was ich hier mache, ist schreiben, nicht reden.

O yüzden durmadan yazmaktır.
Deswegen schreibt er ununterbrochen.

Benim işim yazmaktır, konuşmak değil.
Mein Metier ist das Schreiben, nicht das Reden.

Hatırlamak bir tarih yazmaktır.
Erinnerung kann Geschichte schreiben.

Benim işim yazmaktır, konuşmak değildir.
Mein Metier ist das Schreiben, nicht das Reden.

Onun tek tutkusu yazmaktır.
Ihre einzige Leidenschaft ist das Schreiben.

Bir iş fikri seçtikten sonra yapılacak en iyi şey bir iş planı yazmaktır.
Sobald die richtige Idee durchdacht ist, geht es daran einen Businessplan zu schreiben.

Belki de fikir, bir kitap yazmaktır.
Vielleicht ist es die Idee, ein Buch zu schreiben.

Evet beyler… oyunun amacı… kartlara ünlü birinin adını yazmaktır.
Die Idee des Spiels ist es, den Namen einer berühmten Person auf eine Karte zu schreiben.

O bir yazardır, onun sorumluluğu yazmaktır.
Er ist Schriftsteller, es ist seine Pflicht, zu schreiben.

Tarihe karşı borçlu olduğumuz tek görev, onu yeniden yazmaktır.
Die einzige Pflicht, die wir der Geschichte gegenüber haben, ist, sie nochmals zu schreiben.

Daha iyi espri yapmanın yolu ise her gün yeni espriler yazmaktır” demiş.
Und um bessere Witze zu schreiben, müsste er jeden Tag versuchen Witze schreiben.

Bir yazılım mühendisi olarak çalışma saatlerinin çoğu bilgisayarın önüne kodlar yazmaktır.
Als Software-Ingenieur, die meisten der Arbeitszeit ist die Eingabe von Codes vor dem Computer.

Senin işin, park etmiş arabalara ceza yazmaktır!
Ihr Job ist es, Strafzettel zu schreiben.

Dünya için yapabileceğim en iyi şey kendimi bir yere kapatıp şiir yazmaktır.
Mich wegzusperren und weiter Gedichte zu schreiben. Das Beste, was ich für die Welt tun kann.

Ve ne olursa olsun doğruyu söyleyip doğruyu yazmaktır.
Aber sie spricht(und schreibt;-) die nackte Wahrheit.

Bir şairin, yazarın görevi bunlar hakkında yazmaktır.
Es ist Aufgabe des Dichters, des Schriftstellers, über diese Dinge zu schreiben.

Bir şeyi gerçekleştirmenin ilk sihirli bileşeni onu yazmaktır.
Die erste magische Zutat, um etwas zu bewirken, ist, es aufzuschreiben.

Bir şairin, yazarın görevi bunlar hakkında yazmaktır.
Es ist die Aufgabe des Dichters, des Schriftstellers, von diesen Dingen zu schreiben.

Konuşmadan iletişim kurabilmenin bir diğer yolu ise yazmaktır.
Ein anderes Mittel, mit einem Gehörlosen zu kommunizieren, ist die Schriftsprache.

Misyonumuz turistler için uygun ve ilginç bir site yazmaktır.
Unsere Mission ist es, eine bequeme und interessante Seite für Touristen zu schreiben.

Bir programlama dilini öğrenmenin en iyi yolu bir program yazmaktır.
Der beste weg, eine programmiersprache zu lernen, ist, programme zu schreiben.

Tek yapmanız gereken dairenizi tanımlayan bir mektup yazmaktır.
Das einzige was sie machen müssen ist einen Brief zu schreiben, welches ihre Wohnung beschreibt.

Aliterasyon ile başa çıkmanın tek yolu kelimeleri yan yana yazmaktır.
Der einzige Weg mit Alliterationen umzugehen, ist der, sie Seite für Seite aufzuschreiben.

Fikir üretmenin en iyi yolu sık sık yazmak ve yazmaktır.
Der beste weg, um ideen zu generieren, ist, oft zu schreiben und zu schreiben.

Blogcu olmanın en büyük zevklerinden biri, ürün incelemeleri yazmaktır.
Eine der größten Freuden eines Bloggers ist das Schreiben von Produktbewertungen.

Bunu yapmak için pratik olan şey parmağınızı kullanarak havada cümleler yazmaktır.
Um das zu üben, ist es am leichtesten, wenn du Sätze mit dem Finger in die Luft schreibst.

Hata yaparsanız, tek yapmanız gereken geri dönmek ve metninizi yeniden yazmaktır.
Wenn Sie einen Fehler machen, müssen Sie lediglich zurückkehren und Ihren Text erneut eingeben.