Sebepsiz Turkce kullanımına örnekler ve bunların Yunan çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Computer
Sebepsiz değil.
Bazen küsüyorum sebepsiz.
Sebepsiz saldırganlık.
Ben sana hep üsüyorum sebepsiz.
Uyku sebepsiz değildir.
Combinations with other parts of speech
Sıfatlarla kullanım
tek sebebibir sebebiaynı sebeptengerçek sebebiana sebebidoğal sebeplerdentemel sebebitek bir sebebibirçok sebepasıl sebep
Daha
Hiçbir tesadüf, sebepsiz değildir.
Sebepsiz öfke patlamaları.
Hiç kimse sebepsiz bir şey yapmaz.
Sebepsiz sonuç yoktur.
James Dean Sebepsiz İsyankar.
Sebepsiz hiçbir şey yapmıyorlar.
Sen kötü şeyleri sebepsiz yapıyorsun.
Sebepsiz hiçbir sonuç yoktur.
Ancak, bu prosedür sebepsiz değildir.
Ve bu sebepsiz saldırınızı haklı mı çıkartıyor?
Tommy Shelby hiç bir yere sebepsiz gitmez.
İngilizler sebepsiz yere uçak göndermez.
Sebepsiz fanatizmin şoku ve korkusu geçecek.
Yine, sadece ben, ama sebepsiz bir isyancıyı seviyorum.
Sebepsiz, sadece isim yapmak icin insanlari vuruyorsun.
İyi ve kötü şeyler sebepsiz insanların başına gelmemektedir.
Onu sebepsiz de dövebilirim. Çünkü cesaretim var!
Yeni bir melodi bulmak için çok uzun zamandır inatçı sebepsiz savaşmaya çalıştım yanıldım.
Evet, sebepsiz yere bu sihirli değneği sallayacağım.
Stefan; bu bir garsonu sebepsiz yere öldürmesinden önce miydi sonra mı?
Sebepsiz yorgunluk, kalp krizi geçiren kadınların yarısından fazlasında görülmüştür.
Benim babam bir asker ama sebepsiz yere insanların elbisesini alan türden değil.
Ama bu insanlar sebepsiz adam öldürmeye çalışmazlar Deeks.
Taraflar verdiklerini sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre iade etmek zorundadırlar.
Adam arabasından indi ve sebepsiz yere çıldırmaya ve ateş etmeye başladı.