What is the translation of " COMPLEMENTARY " in Turkish?

• tamamlayıcı
• üstün
• komplementer
• birbirini tamamlayan
• arkadaşlarınızın değerli yardımlarıyla üstün
• bütünleyici

Examples of using Complementary in English and their translations into Turkish

They had complementary skills.
Birbirlerini tamamlayan becerilere sahiptiler.

Or the electromagnetic charge might not be complementary enough.
Ya da elektromanyetik yükler bütünleyici değildir.

The complementary color of spring green is rose.
İlkbahar yeşilinin tamamlayıcı rengi gül rengidir.

They're the same, don't you see? Complementary states doesn't mean.
Tamamlayıcı durum, aynılar demek değildir.

Y he odorless pheromone release Genetics linked to a signal complementary.
Tamamlayıcı genetik sinyallerimize tekabül eden… kokusuz bir feromon salınımı mı olur?

The Yin and the Yang are complementary rather than opposite forces.
Yin ve Yang karşıt olmaktan ziyade birbirini tamamlayan güçlerdir.

P of not A given B must be one because these are 2 complementary events.
Anın olmaması şartıyla Bnin 1 etmesi gerekiyor çünkü bu ikisi birbirini tamamlayıcı olaylar.

Everyone gets a complementary palm reading with their first drink.
İlk içkileriyle beraber herkes birbirini tamamlayan el falı kazanıyor.

The receptors on the viral envelope effectively become connected to complementary receptors on the cell membrane.
Virüsün yüzey reseptörleri, duyarlı hücredeki reseptörlerin tamamlayıcısı haline gelerek onlara bağlanır.

On reciprocal and complementary approaches. The useful movements are those based.
Yararlı hareketler, tamamlayıcılık ve karşılıklılık üzerine kurulu yaklaşımlardır.

To return the jewel to the Jaguar's eye you must use your complementary skills and lift the curse.
Arkadaşlarınızın değerli yardımlarıyla… üstün yeteneklerinizi kullanarak elması, Jaguarın gözüne geri koyup… laneti kaldırmalısınız.

You must use your complementary skills to return the jewel to the Jaguar's eye and lift the curse.
Arkadaşlarınızın değerli yardımlarıyla… üstün yeteneklerinizi kullanarak elması, Jaguarın gözüne geri koyup… laneti kaldırmalısınız.

To return the jewel to the Jaguar's eye and lift the curse. you must use your complementary skills With the invaluable help of your associates.
Arkadaşlarınızın değerli yardımlarıyla… üstün yeteneklerinizi kullanarak elması, Jaguarın gözüne geri koyup… laneti kaldırmalısınız.

The complementary sequences to two neighboring microsatellites are used as PCR primers; the variable region between them gets amplified.
İki komşu mikrosatelitin komplementer dizileri PCR primerleri olarak kullanılır ve aralarındaki değişken bölge çoğaltılır.

So those two are ideal and complementary areas from which flow is easy to go into.
Yani bunlar akışa girmenin kolay olduğu iki ideal ve tamamlayıcı alandır.

To return the jewel to the Jaguar's eye and lift the curse. With the invaluable help of your associates, you must use your complementary skills.
Arkadaşlarınızın değerli yardımlarıyla… üstün yeteneklerinizi kullanarak elması, Jaguarın gözüne geri koyup… laneti kaldırmalısınız.

He directs the Cardiovascular Institute and Complementary Medicine Program at New York-Presbyterian Hospital.
Halen New York Presbyterian Hastanesinde Kalp ve Damar Enstitüsü ve Tamamlayıcı İlaç Programını yönetiyor.

You must use your complementary skills With the invaluable help of your associates, to return the jewel to the Jaguar's eye and lift the curse.
Arkadaşlarınızın değerli yardımlarıyla… üstün yeteneklerinizi kullanarak elması, Jaguarın gözüne geri koyup… laneti kaldırmalısınız.

The more accurately one property is measured, the less accurately the complementary property is measured, according to the Heisenberg uncertainty principle.
Heisenberg belirsizlik ilkesi uyarınca, bir özellik ne kadar doğru ölçülürse, tamamlayıcı özelliği de o kadar az doğru ölçülür.

You must use your complementary skills to return the jewel to the Jaguar's eye With the invaluable help of your associates, and lift the curse.
Arkadaşlarınızın değerli yardımlarıyla… üstün yeteneklerinizi kullanarak elması, Jaguarın gözüne geri koyup… laneti kaldırmalısınız.

All properties of physical entities exist only in pairs, which Bohr described as complementary or conjugate pairs which are also Fourier transform pairs.
Fiziksel varlıkların tüm özellikleri, Bohrun tamamlayıcı veya konjuge( birleşik) çiftler( Fourier dönüşüm çiftleri de denir) diye nitelendirdiği sadece çiftlerde bulunur.

You must use your complementary skills With the invaluable help of your associates, and lift the curse. to return the jewel to the Jaguar's eye.
Arkadaşlarınızın değerli yardımlarıyla… üstün yeteneklerinizi kullanarak elması, Jaguarın gözüne geri koyup… laneti kaldırmalısınız.

General purpose technologies drive most economic growth, because they unleash cascades of complementary innovations, like lightbulbs and, yes, factory redesign.
Her amaca uygun teknoloji en çok ekonomik gelişimi sağlar, çünkü birbirini tamamlayan yeniliklerin basamaklarını serbest bırakırlar-- elektrik lambası, evet, fabrikanın yeniden tasarımı gibi.

Eqn- equation. erf- error function. erfc- complementary error function. etr- exponent of the trace. exc- excosecant function.
Eqn- denklem. erf- hata fonksiyonu. erfc- Tamamlayıcı hata fonksiyon. exp- üstel fonksiyon. exp x ayrıca ex olarak yazılır.

Low usage of digital payment systems and stringent regulations are some of the complementary factors hindering the growth of the Internet economy in the EU, notes the report.
Rapora göre, dijital ödeme sistemlerinin kullanım seviyelerinin düşük olması ve sıkı düzenlemeler ABde internet ekonomisinin büyümesini engelleyen tamamlayıcı faktörlerden bazılarıdır.

Obviously the jury is out on many of these complementary therapies, and I personally doubt that the coffee enema will ever, you know, gain mainstream approval.
Günümüzde juri açıkça bu tamamlayıcı terapileri denemekte ve ben, şahsen kahve damlası anlayışının bir daha genel kabul göreceğinden kuşkuluyum.

The two strands are separated and then each strand's complementary DNA sequence is recreated by an enzyme called DNA polymerase.
İki iplik ayrışırlar, sonra her bir iplikteki dizinin komplementer dizisi DNA polimeraz adlı bir enzim tarafından imal edilir.

Indeed, this reversible and specific interaction between complementary base pairs is critical for all the functions of DNA in living organisms.
Aslında komplementer baz çiftleri arasındaki spesifik ve tersinir etkileşimler DNAnın canlılardaki işlevleri için şarttır.

In May 1978, NATO countries officially defined two complementary aims of the Alliance, to maintain security and pursue détente.
Mayıs 1978de NATO ülkeleri, ittifakın iki tamamlayıcı hedefini güvenliği sağlamak ve yumuşama politikasını sürdürmek olarak resmen tanımladı.

The first thing we saw was this idea that you had two distinct, but complementary sides to your brand personality-- the Morgan Spurlock brand is a mindful/play brand.
Bizim ilk fark ettiğimiz şey marka kişiliğinizin iki farklı ancak birbirini tamamlayan yüzü olduğuydu. Morgan Spurlock markası düşünceli/eğlenceli bir marka.