What is the translation of " SWIFT " in Turkish?

• swift
• hızlı
• çabuk
• çevik
• süratli
• tez
• çabuk görür
• kırlangıç
• swiftin
• swifti
• swifte
• hızlıca
• çabuktur
• hızlıdır
• süratlidir

Examples of using Swift in English and their translations into Turkish

Swift attack.
Çevik saldırı aracı.

God's reckoning is swift.
Allah, hesabı çok çabuk görür.

Swift, silent and deadly.
Çevik, sesiz ve derinden.

Indeed, Allah is swift in account.
Allah, hesabı çok çabuk görür.

Swift attack. A Stryker, John.
Çevik saldırı aracı. Bir Vurucu, John.

A Stryker, John. Swift attack.
Çevik saldırı aracı. Bir Vurucu, John.

Billy, you are the wolf, cunning and swift.
Billy, sen kurtsun, kurnaz ve süratli.

The response will be swift and decisive.
Yanıtı tez ve kararlı olacak.

I have never seen a man so swift.
Hiç o kadar süratli bir adam görmemiştim.

Indeed, Allah is swift in account.
Allah gerçekten hesabı çok çabuk görür.

Swift" could have meant a year and a day.
Süratli'', bir yıl da olabilir, bir gün de.

Shoot him. It has to be be swift and brutal.
Vurun onu. Çabuk ve vahşi olmalı.

Swift regimental marriages. They have the proper tradition.
Geleneklere uygun, süratli Alay evlenmeleri yaparlar.

Thanks for that swift blade, Marshal.
Tez kılıcın için teşekkür ederim Marshal.

Whatever you do, it had better be sudden and swift.
Ne yaparsan yap, ani ve çabuk olmalı.

They have the proper tradition. Swift, regimental marriages.
Geleneklere uygun, süratli Alay evlenmeleri yaparlar.

Whatever you do, it had better be sudden and swift.
Ne yaparsan yap, ani ve çabuk olmalı. Bu yaratık çok tehlikeli.

I was too trusting and relied on my swift legs and strong fists.
Çevik bacaklarıma ve güçlü yumruklarıma çok güveniyordum.

Swift can only look at a fraction of what's out there.
Kırlangıç orada olup bitenin sadece küçük bir kısmını gözlemleyebilir.

Let's just focus on what makes Stephen Swift so super.
Şimdi Stephen Swifti süper yapan ne onu konuşalım.

And the dove, the swift and the thrush observe the time of their migration.
Kumru da kırlangıç da turna daGöç etme zamanını gözetir.

We both know this is a crime in need of swift punishment.
Tez ceza verilmesi gereken bir suç olduğunu ikimiz de biliyoruz.

And with a swift movement, I put it around your neck. I stand behind you.
Arkanda duruyorum. Ve çabuk bir el hareketiyle boynuna geçiriyorum.

The people of Saint Antoine demand swift justice, Monsieur Magistrate.
Saint Antoine halkı tez adalet istiyor, Sulh Yargıcı.

Tell me where Splinter is and I promise your demise will be swift.
Splinterın nerede olduğunu söylersen sana söz veriyorum ölümün çabuk olacak.

This divorce is going to be clean and swift, like pulling off a Band-Aid.
Boşanma temiz ve çabuk olacak. Yara bandı çekmek gibi.

And that swift, exhilarating sweep of victory that carried us over the Irrawaddy and into Mandalay.
Ve o çabuk canlandırıcı zafer rüzgarı… bizi Irrawaddyden Mandalaya taşıdı.

I summon you here to group greet our swift Imperial Navies home.
Çevik İmparatorluk Donanmalarının yurda dönüş törenine çağırdım sizleri.

Uh, I tried including Taylor Swift in the mix, but turns out I love her.
Bunların arasına Taylor Swifti katmaya da çalıştım ama meğersem seviyormuşum kadını.

We take you now to Jean Swift, live in downtown Los Angeles.
Şimdi Los Angelesdaki otelde serginin açılışında bulunan… Jean Swifte canlı yayında bağlanıyoruz.