What is the translation of " TABLES " in Turkish?

• masaları
• tabloları
• sofra
• masa
• masalar
• masalara
• tablolar
• tablo
• tablosunu

Examples of using Tables in English and their translations into Turkish

Now the tables have turned.
Ama şimdi tablo değişti.

This database contains no tables.
Bu veritabanında hiç tablo yok.

There are no tables in the room.
Odada hiç tablo yok.

She gotta learn her times tables.
Çarpım tablosunu ezberlemesi gerek.

A little bit the tables have turned!
Birazcık tablo değişti!

She's gotta learn her times tables.
Çarpım tablosunu öğrenmesi gerek.

There are three tables in the storeroom.
Depoda üç tablo var.

Three tables behind you, two to the right. Following orders.
Arkanızda üç tablo, iki tane sağda. Emirleri takip et.

We would like two tables please.
Biz iki tablo istiyorum lütfen.

Three tables behind you, two to the right.
Arkanızda üç tablo, iki tane sağda.

After 9/11, the tables were turned.
Eylülden sonra tablo değişti.

Loading data into QlikView is as simple as adding individual tables.
QlikView ile veri yüklemek tek tek tablolar eklemek kadar basittir.

It means the tables have turned, bitch.
Tablo değişti demek, sürtük.

Tables can be collected by the user onto single or multiple canvases.
Tablolar, kullanıcı tarafından tek veya çok tuval üzerine toplanabilir.

Erdem, why are these cost tables still on my desk?
Erdem, bu maliyet tabloları neden hâlâ benim masamda?

Other tables were federal budgets, grade point averages, SAT scores.
Diğer tablolar ise federal bütçeler, not ortalamaları, SAT sınav sonuçlarıydı.

I want you both to learn your times tables while I'm gone.
Ben yokken ikiniz de çarpım tablosunu ezberleyeceksiniz.

I checked the tide tables against the position of the blast.
Patlamanın konumuna göre gelgit tablosunu inceledim.

Stop scribbling. By tomorrow I want you to have written out all your tables.
Yarından itibarençarpım tablosunu baştan sona yazmanı istiyorum. Karalamayı kes.

Hundreds of detailed tables and charts were included in the study.
Çalışmada yüzlerce detaylı tablo ve grafik kullanıldı.

And he was working very hard on this presentation-- graphs, tables, information.
Bu sunum üzerinde oldukça yoğun çalışıyormuş-- grafikler, tablolar, bilgiler.

I checked the tide tables against the position of the blast. That's right.
Patlamanın konumuna göre gelgit tablosunu inceledim. Bu doğru.

Well, unfortunately there's no international ranking tables for teacher feedback systems.
Malesef öğretmen geribildirim sistemleri için uluslararası sıralama tabloları yok.

I checked the tide tables against the position of the blast. That's right.
Bu doğru. Patlamanın konumuna göre gelgit tablosunu inceledim.

The primary keys within a database are used to define the relationships among the tables.
Bir veritabanı içindeki birincil anahtarlar tablolar arasındaki ilişkileri tanımlamak için kullanılır.

That's right. I checked the tide tables against the position of the blast.
Patlamanın konumuna göre gelgit tablosunu inceledim. Bu doğru.

The tables also shows the percentage change in total passenger traffic over last year.
Tablo da havalimanlarının son bir yıl içindeki toplam yolcu sayılarının yüzdesel değişimini de gösterilmiştir.

That's right. I checked the tide tables against the position of the blast.
Bu doğru. Patlamanın konumuna göre gelgit tablosunu inceledim.

Tables and charts pasted from Numbers are automatically updated if the original spreadsheet is changed.
Tablolar ve Numaralardan yapıştırılan grafikler, özgün e-tablo değiştirilirse otomatik olarak güncellenir.

Dr. browning was using complex game theory tables to calculate mathematical probabilities like.
Dr. Browning matematiksel olasılıkları hesaplayabilmek için karmaşık oyun teorisi tabloları kullanıyordu.