What is the translation of " THE STRING " in Turkish?

• sicim
• ipi
• teli
• dize
• ipliği
• ipler
• string
• dizgi
• bağladığı ip
• tel önce

Examples of using The string in English and their translations into Turkish

I will cut the string.
Ben ipi keserim.

Shit, the string snapped.
Kahretsin, teli koptu.

Martie I found the string.
Matty teli buldum.

The string around his finger.
Parmağına bağladığı ip.

But I can see the string.
Ama ipi görebiliyorum.

And the string is for the scratches.
Ve ipler de çizgiler için.

Oh, shit. It must have been the string.
Sicim boyamış olmalı. Ah, kahretsin.

Birds! Find the string on his back!
Sırtındaki ipi bulun! Kuşlar!

The string you're biting is so familiar.
Isırdığın dize çok tanıdık geliyor.

Birds! Find the string on his back!
Sırtındaki ipi bulmaya çalışın! Kuşlar!

The string you're chewing is so familiar.
Isırdığın dize çok tanıdık geliyor.

Birds! Find the string on his back!
Kuşlar! Sırtındaki ipi bulmaya çalışın!

It won't fly unless somebody pulls the string.
Birisi teli çekmezse uçamaz. Çabuk olun.

That's why the string is smart. Exactly.
İşte bu yüzden sicim akıllıca. Aynen.

If there's a problem, I pull on the string and.
Eğer bir sorun çıkarsa, ipi çekeceğim ve.

Tom rolled up the string and put it in his pocket.
Tom ipi sardı ve onu cebine koydu.

Exactly. You see, that's why the string is smart.
İşte bu yüzden sicim akıllıca. Aynen.

Poppy, take the string and run as fast as you can?
Poppy, teli al ve koşabildiğin kadar hızlı hoş, duydun mu?

To maintain absolute control of the string rotations.
Sicim rotasyonunda tam kontrol sağlamamız gerek.

The string theory research being done here is nothing but a dead end.
Sicim Teorisi Araştırmanız da çıkmaza girmiş durumda.

If you tighten the string too much, it will snap.
Kopacaktır. Teli çok fazla gerersen.

And Chester, well, he's trying to disprove the string theory.
Chestera gelirsek… Sicim Teorisini çürütmeye çalışıyor.

He only noticed the string I had tied it with.
Sadece eti bağladığım ipliği fark etti.

I do not suggest simulating the gravitational field of the string fragment.
Sicim parçasının kütle çekim kuvvetini taklit etmeyi önermiyorum.

No. He only noticed the string I had tied it with.
Sadece eti bağladığım ipliği fark etti. Hayır.

In the 1980s, the idea caught on, and people started jumping on the string bandwagon.
Lerde bu fikir bulundu ve insanlar string vagonuna binmeye başladılar.

He only noticed the string I had tied it with. No.
Sadece eti bağladığım ipliği fark etti. Hayır.

No. He only noticed the string I had tied it with.
Hayır. Sadece eti bağladığım ipliği fark etti.

So you mentioned the string bet before the next two moves?
Peki iki hamle öncesinde de string bet olduğunu iddia ettin mi?

We were dancing along the string of my violin. And I woke up with this thought.
Kemanımın teli boyunca dans ediyorduk ve şu düşünceyle uyandım.