FLEHTE ne Demek Turkce - Turkce Çeviri S

Fiil
yalvardı
betteln
anzuflehen
bitten
um ihn anzurufen
yalvarıyordu
yalvarmış
betteln
anzuflehen
bitten
um ihn anzurufen
yalvardım
betteln
anzuflehen
bitten
um ihn anzurufen
Birleşik fiil

Flehte Almanca kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Programming category close
  • Computer category close
Oheim!“ flehte der Neffe.
Amca dayı! yeğeni yalvardı.
Wie ein Baby. Er flehte.
Onu bize ihanet ederken yakaladığımızda bebekler gibi yalvardı.
Täglich flehte er Allah an.
Hergün Allaha dua ediyordu.
Flehte und wimmerte wie ein elender Feigling.
Bir ödlek gibi yalvardı ve sızlandı.
Ja, bitte!" Flehte Alice.
Evet, lütfen! Alice yalvardı.
İnsanlar da tercüme ediyor
Ich flehte den Mann an… mir meinen Job wiederzugeben.
O adama işim için resmen yalvardım.
Ich streckte die Hand aus und flehte: Gehen Sie nicht.
Ben bir el uzandı ve yalvardı: gitmeyin.
Dann flehte der zweite:„Oh Allah!
İkinci kişi şöyle dua eder:“ Allahım!
Am Tag, nachdem es passiert war, flehte er mich an, ihn zu töten.
Olaydan sonraki gün onu öldürmem için bana yalvardı.
Ja.- Ich flehte dich an, einen zu tragen.
Evet.- Sari giymen için sana yalvarmıştım.
Ciar, lass mich bitte los«, flehte ich dringlicher.
Kerem Bey lütfen bırakın beni…'' diye yalvarmaya başlamıştım artık.
Daher flehte er mich an, mit ihm das Land zu regieren.
O yüzden yönetime yardım etmem için bana yalvardı.
Kön 20:2 Da wandte Hiskia sein Angesicht zur Wand und flehte zum Herrn.
Kr.20: 2 Hizkiya yüzünü duvara dönüp RABbe yalvardı.
Mein Vater flehte die Geister um Gnade an.
Babam beni kurtarmaları için ruhlara yakarmış.
Mr. Hanson, was sollte mein Vater mit Tante Carlotta tun? Flehte.
Bay Hanson… babam sizce Carlotta Teyzeye ne yapmalıydı? Yalvardı.
Mein Vater flehte die Geister um Gnade an.
Babam bana yardım etmeleri için ruhlara yalvarmış.
Deshalb betete er in der Nacht aufs innigste zu Allah und flehte ihn um Hilfe an.
Gece boyunca seyyarelere derdini döküp yardım isteyerek Allaha yalvarır.
Teresa Halbach flehte Brendan um ihr Leben an.
Teresa Halbach, hayatı için Brendana yalvarmış.
Flehte Sie an, den Eingriff vorzunehmen. Ich höre nicht zu.
Dinlemeyeceğim ki. O ameliyatı yapman için sana yalvardım.
Ungefähr wie ich flehte, es Dad nicht zu sagen?
Benim babama söylememen için yalvarmama benzedi bu, değil mi?
Dann streute sie Asche auf ihr Haupt,warf sich vor dem Herrn nieder und flehte.
Ayakta el bağlayıp,başını eğdi öne, Sonra da, ağlıyarak duâ etti Rabbine.
Sein Vater flehte Anthony an: Schieß nicht mehr auf mich.
Babası Anthonyye Artık ateş etme'' diye yalvardı.
Der letzte Kingsman, der mir drohte, flehte am Ende um sein Leben?
Beni tehdit eden son kraliyet askeri… sonunda kendi canı için yalvarıyordu?
Daraufhin flehte einer von ihnen demütig:“O Allah!
Bunun üzerine aralarından bir tanesi şöyle dua etti: Allahım!
Als das Auto im See war und sie um ihr Leben flehte, wie hat sich das angefühlt?
Araba gölde batarken ve Rosie hayatı için yalvarırken… nasıl hissettiniz?
Der Blinde flehte, Bitte, kann mich jemand nach Hause bringen.
Kör adam yalvarıyordu, Ne olur, biri beni evime götürsün.
Aber ein Mann in meiner Position… Ich flehte Sara an, vorsichtig zu sein. Nein.
Hayır. Saraya dikkatli olması için yalvardım. Ama benim konumumdaki biri.
Geht nicht", flehte ihre Magd,"Gytrash durchstreift die Berge.
Gitme'' diye yalvarmış hizmetçisi.'' O tepelerde Gytrash dolaşıyor.
Ich fuhr rauf zum Caddo Lake und flehte den ganzen Tag Gott an.
Caddo Gölüne gittim ve Tanrıya… beraber olmamıza engel olacak bir sebep göstermesi için tüm gün yalvardım.
Aber ich flehte euch an, nie nach Salem zurückzukehren. Ihr habt mein Leben gerettet.
Benim hayatımı kurtardınız, ama size Saleme bir daha dönmemeniz için yalvarmıştım.
Sonuçlar: 51, Zaman: 0.0534

"flehte" nasıl bir cümlede kullanılır

Allein besucht und flehte mit reizdarmsyndrom ibs oder.
Verzeifelt stand ich da, und flehte um Beistand.
Geht weg, flehte er stumm die Schatten an.
Ich flehte meinen Vater an, mich zu behalten.
Und nicht nur der Schirmherstellerverband flehte um Regen.
Rathet einmal.” „Aber Tante Auguste,” flehte meine Mutter.
Ich flehte das Baby an, mich einfach festzuhalten.
Diagnosen und flehte mit hauptsitz des golfs von.
Thompson flehte gesetzgeber auf gefälschte medizinische charts durchgeführt.
Und er flehte zu Gott: Hilf mir, Herr!

En çok sorulan sözlük sorguları

Almanca - Turkce