VORPROGRAMMIERTE ne Demek Turkce - Turkce Çeviri

• önceden programlanmış

Vorprogrammierte Almanca kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri

Folgen Sie der vorprogrammierten Route.
Programlı yolu takip et.

Vorprogrammierte Methoden:> 220.
Önceden programlanmış metodlar> 220.

Leuchtende vorprogrammierte Farben.
Canlı önceden programlanmış renk.

Vorprogrammierte Anwendungen(TENS/ EMS/ Massage).
Önceden programlanmış uygulamala( TENS/ EMS/ masaj).

Wir leben wie vorprogrammierte Roboter.
Programlanış robotlar gibi yaşıyoruz.

Zeitdimension gibt, sondern lediglich, dass bereits vorprogrammierte.
Sadece sezgisel, daha önce programlanmış.

Ein vorprogrammierter, gesprochener Code.
Önceden programlanmış konuşma kodu.

Auswählen und Senden einer der vorprogrammierten Betriebsarten ist einfach.
Seçme ve önceden programlanmıştır modlarından birini gönderme kolaydır.

Vorprogrammierte Kraftmessungs-Anwendungen(nur UR).
Önceden programlanmış kuvvet algılama uygulamaları( yalnızca UR).

Das RTC-P besteht aus einem Phosphatanalysator und einem vorprogrammierten Steuermodul.
RTC-P, fosfat analizörü ve önceden programlanmış kontrol modülünden oluşur.

Es gibt fünf vorprogrammierte Presets für Lichteffekte.
Işık efektleri için önceden programlanmış beş ön ayar vardır.

Für die Sensor Cook(Sensorgarprogramme) stehen Ihnen 7 vorprogrammierte Garzeiten zur.
Sensor Cook( Sensörlü Pişirme) özelliklerinde 7 önceden programlanan pişirme.

Vorprogrammierter internationaler Zugangscode(00 oder+).
Önceden programlanabilen uluslararası erişim kodu( 00 veya+).

Effizienzsteigerung im Labor: mehr als 240 vorprogrammierte Methoden verfügbar.
Gelişmiş laboratuvar verimliliği- doğrudan kullanılabilen 240tan fazla önceden programlanmış yöntem.

Vorprogrammierte J2412 und J2527 für Schnellstart-Prüfungen.
Hızlı başlangıç testi için önceden programlanmış J2412 ve J2527.

Pass auf, wo ich gerade gehe. Und starr mich nicht an, du nutzlose vorprogrammierte Scheiße!
Bana dik dik bakmayı da kes işe yaramaz önceden programlanmış bok çuvalı! Önüne baksana!

Vorprogrammierte SAE-Innen- und Außennormen zum Schnellstart.
Hızlı başlangıçlar için önceden programlanmış SAE iç ve dış test standartları.

Bot- Eine Software, die nach vorprogrammierten Eingaben bestimmte Aufgaben autonom ausführt.
Bot: Önceden programlanmış girdilerden sonra belirli görevleri gerçekleştiren bir yazılım.

Vorprogrammierte Programmliste- sofort Fernsehen ohne Programmsuchlauf.
Önceden programlanmış program listesi- kanal arama yapmadan Anında TV.

Hohe Laboreffizienz- mehr als 220 direkt verfügbare, vorprogrammierte Analysemethoden.
Yüksek laboratuvar verimliliği: Doğrudan kullanılabilen, 220den fazla önceden programlanmış analiz yöntemi.

Geben Sie acht vorprogrammierten Photoperioden für verschiedene Anwendungen.
Farklı uygulamalar için sekiz önceden programlanmış bir fotoperiyot sağlar.

Hohe Effizienz im Labor- mehr als 220 direkt verfügbare, vorprogrammierte Analysemethoden.
Yüksek laboratuvar verimliliği: Doğrudan kullanılabilen, 220den fazla önceden programlanmış analiz yöntemi.

Vorprogrammierte Polymer- und Beschichtungsnormen für Schnellstarter.
Hızlı test başlangıçları için önceden programlanmış polimer ve kaplama standartları.

Wählbar sind der Startkanal, der zuletzt detektierte Kanal, der Prioritätskanal und ein vorprogrammierter Kanal.
Başlangıç kanal, son tespit kanal, öncelik ve önceden programlanmış kanal seçilebilir.

Durch die vorprogrammierten Funktionsblöcke wird die Softwareentwicklung einfacher und schneller.
Önceden programlanmış fonksiyon blokları, yazılım geliştirme işlemini daha kolay ve hızlı hale getirir.

So kann es durch Licht- und Temperaturreize in komplexe und vorprogrammierte Formen verwandelt werden.
Böylece ışık ve sıcaklık uyarıcıları ile karmaşık ve önceden programlanmış formlara dönüştürülebilir.

Eine vorprogrammierte 6-fache Teilbreitenschaltung verhindert großflächige Über- oder Unterdüngung.
Önceden programlanan 6lı parça genişliği kontrolü, büyük alanlarda aşırı veya düşük gübrelemeyi engeller.

Visuelle und akustische Störungen beeinträchtigen die Konzentration und sind"vorprogrammierte" Fehlerquellen.
Görsel ve işitsel etkenler konsantrasyonu etkiler ve'' programlanmış'' sorun kaynağı oluştururlar.

Verwenden Sie die vorprogrammierten Kochprofile oder geben Sie eine individuelle Temperaturvorgabe ein.
Önceden programlanmış pişirme profillerini kullanın veya kendi belirlediğiniz hedef sıcaklığı ayarlayın.

Im Wesentlichen braucht man drei Dinge, um dieses Teil hier zu diesem Teil werden zu lassen: eine billige Fernbedienung für einen Fernseher, die findet man heute in fast jedem Haushalt, einige Teile einer Computer-Maus, die man für kleines Geld auftreiben kann, und ein paar vorprogrammierte Teile.
Temelde, dönüştürmenin yapılabilmesi için; bu ufaklığın, buna dönüşebilmesi için üç şey gerekiyor: artık neredeyse her evde bulabileceğiniz bir televizyonun uzaktan kumandası, çok ucuza ikinci el olarak bile bulabileceğiniz bir bilgisayar faresinin bazı parçaları ve önceden programlanması gereken birkaç küçük parça.