Wir weinten Almanca kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Programming
-
Computer
Wir weinten zusammen.
Meine Mutter und wir weinten.
Annem ve bizler ağlıyorduk.Wir weinten zusammen.
Birlikte ağladık.Elis war bei mir. Wir weinten zusammen.
Elis yanımda kaldı ve birlikte ağladık.Wir weinten. Beide.
İkimiz de. Sonra ağladık.Combinations with other parts of speech
Isimlerle kullanım
Zarflarla kullanım
Sie umarmte mich zurück, wir weinten beide.
Bana sarıldı ve ikimizde tekrar ağlaştık.Wir weinten zusammen.
Sanırım beraber ağladık.Güldük, ağladık… Çok etkilendim.Wir weinten zusammen und so.
Birlikte ağladık falan.Und dann lief Armstrong… auf dem Mond herum und wir weinten.
Ve sonra Armstrong… Aya ayak bastı ve hepimiz ağladık.Wir weinten alle vor Freude.
Hepimiz sevinçten ağladık.Biz sadece memnun değildik, sadece neşe için ağladık.Wir weinten beide am Telefon.
Telefonda ikimizde ağladık.Angie, ich liebe dich,denken all die Nächte, wir weinten?
Angie, seni hala seviyorum,hatırlar mısın birlikte ağladığımız geceleri?Wir weinten gemeinsam in Aue.
Hep birlikte ağladık Eyvallahta.Und dann lief Armstrong auf dem Mond herum und wir weinten.
Ve sonra Armstong, Aya ayak bastı ve hepimiz ağladık. Ne kadar gurur duymuştuk.Wir weinten stundenlang zusammen.
Uzun saatler birlikte ağladık.Während der König ruhte, entstand eine neue Welt des Bösen. Und wir weinten bitterlich.
Kral uyudukça ve biz ağladıkça, yepyeni habis bir dünya oluştu.Wir weinten… und wir trauerten.
Ağladık ve yas tuttuk.Yaşındayken biz, düştük… sevdik, ağladık, kaçtık ve diz çöktük.Wir weinten schon im Klo der Schule.
Okul tuvaletinde zaten ağlaştık.In unserer Kindheit wusste nur Mama was zu tun war, wenn wir weinten.
Duygularımız yoktu çocukken, yalnızca ağlardık ve annemiz anlardı bu ağlamanın ne demek olduğunu.Wir weinten die ganze Nacht zusammen.
Gece boyunca birlikte ağlardık.Und wir waren an diesem Tag im Gericht füreinander da. Wir weinten, lachten, umarmten uns, .
Hepimiz ağladık, güldük, sarıldık ve o gün mahkemede birbirimize destek olduk.Wir weinten. Und mein Priester und ich.
Rahibimle birlikte… bildiğin ağladık be dostum.Ona şöyle bir baktık, güldük, ağladık ve onun bir bakımevinde kalmaya ihtiyacı olduğunu gördük.Wir weinten. Hat er Ihnen gesagt, dass sie ein Baby bekommt, dass sie gemeinsam ein Kind aufziehen wollten?
Atlattık. Ağladık. Sana bir bebekleri olacağından ve bu bebeği… birlikte büyüteceklerinden bahsetti mi?Dann schrieb ein Forscher in Australien:"Ich zeigte meinen Studenten das Ergebnis unserer Korallenmessungen und wir weinten.
Ve Avustralyada bir bilim insanı şöyle yazdı:'' Mercan araştırmalarımızın sonucunu öğrencilerime gösterdim, ve ağladık.Er war außer sich vor Wut. Und wir weinten, als der Wagen mit den halbgegessenen Süßigkeiten von uns weggezogen wurde.
Öfkeden deliye döndü. Yarım kalan şekerlemelerle birlikte o arabanın götürülüşüne nasıl ağladığımızı hiç unutmam.Ich weigerte mich nach Hause zu gehen, selbst um eine Tasche zu packen. Ich schlief an seinem Bett. Wenn er essen konnte,machte ich sein Essen. Wir weinten jeden Tag, abwechselnd oder zusammen.
Eve gidip eşyalarımı toplamayı da reddettim, onun yanında uyudum, yemek yemesi mümkün olduğunda tüm yemeklerini yaptım. Ya sadece o ya sadece ben ya dabirlikte, her gün ağladık.
