Anlattığınız Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Programming
-
Computer
Peki o anlattığınız hikâye?
Onlar herşeyinizi anlattığınız.
Anlattığınız teknik gerçekten de güzel.
Büyük hayal kırıklığı: Anlattığınız gibi değilmiş!
Hele ki bu anlattığınız canavarlıklar.
Combinations with other parts of speech
Isimlerle kullanım
her şeyi anlattıanlat bize
anlat bakalım
gerçeği anlatmaksen anlatsana anlatmakbir şey anlatmakhikaye anlatmakkimseye anlatmabildiklerini anlat
Daha
Zarflarla kullanım
Fiillerle kullanım
anlat bana
bana anlattıanlat ona
anlatmak istiyorum
hikayeler anlatmakanlatmaya çalıştığım
anlatmaya başladı
Daha
Hayallerinizi alternatif bir bakış açısıyla,bilinçdışı zihninizden anlattığınız hikayeler olarak düşünün.
Anlattığınız şeyler beni asla sıkmaz.
Pazar günleri anlattığınız şeylerdeki gibi oldu.
Anlattığınız sizin kendi işiniz, Doktor.
Gamze Hanım, anlattığınız her şey çok doğru.
Anlattığınız durum bir hayli komplike görünüyor.
Bir şeyleri ben anlayana kadar anlattığınız için teşekkür ederim.
Anlattığınız karşısında( bana) yardım edecek olan, ancak Allahtır.
Bu daha koşucu vesilah mı yoksa hikayeyi anlattığınız şekilde aklınız mı var?
Avukata anlattığınız her şey gizlidir.
Olay şu; dün burada biri öldürülmüş.Polise anlattığınız gibi olmadığı yönünde dedikodular var.
Kontrüktivizm anlattığınız( ya da alıntıladığınız) şeye karşılık gelmez.
Ve kabuslar yaşamıyor. güzel rüyalar olarak kal,Çocuklarınıza anlattığınız masalların Böylece hepiniz gece uyuyabilirsiniz.
Kendinize Anlattığınız 10 Yalan Bu bir uyarı stili başlığıdır.
Ve kabuslar yaşamıyor. güzel rüyalar olarak kal,Çocuklarınıza anlattığınız masalların Böylece hepiniz gece uyuyabilirsiniz.
Anlattığınız karşısında( bana) yardım edecek olan, ancak Allahtır.
Önemli olan, anlattığınız masalın görsel olarak ilerlediğidir.
Anlattığınız karşısında( bana) yardım edecek olan, ancak Allahtır.
Anlattığınız her şeyi dinledim… ve kararım şu: Evet.
Sizin anlattığınız bütün bu çalışmaları burada bizim Sahdev yörüngeye girmeden yapar, inan bana!
Sana anlatmaya çalıştığım bu.
Daha fazlasını anlatmalısın, Mary.
Hikaye anlatmaya bayılıyorlar.
Sana anlatmam gereken çok şey var.
Sana her şeyi anlatmak istiyorum. Hepinize.